Fidan’dan sert tepki ‘ABD destek veriyor’

Fidan’dan sert tepki ‘ABD destek veriyor’
Yayınlama: 16.01.2024
A+
A-

TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında terörle mücadele gündemiyle toplandı.

Toplantıda konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan,

“Terör örgütleri üçüncü ülkelerden temin ettikleri lojistik, eğitim ve silah destekleriyle varlıklarını devam ettirmektedirler. Türkiye’de zemin kaybeden PKK, faaliyetlerini ağırlıklı olarak sınır ötesine taşımak zorunda kalmıştır” dedi.

“PKK/YPG ve destekçileriyle sınır ötesindeki mücadelemiz son terör odağı etkisiz hâle getirilinceye kadar devam edecektir”
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, devletin terör belasını kati surette bitirme yönündeki azmi ve kararlılığının her şeyin üzerinde olduğunu kaydederek,

“Türkiye giydirilmeye çalışılan esaret gömleğini yırtıp atmıştır”

“Meşru müdafaa hakkımız çerçevesinde PKK/YPG ve destekçileriyle sınır ötesindeki mücadelemiz son terör odağı etkisiz hâle getirilinceye kadar devam edecektir. Uluslararası mücadelede kullanılan en klasik araçlardan biri bildiğiniz gibi vekil unsurlar ve terör örgütleridir. Özellikle soğuk savaş döneminde nükleer caydırıcılıktan dolayı birbirleriyle savaşamayan kamplar, vekil unsurlar aracılığıyla mücadeleye girişmiştir. Türkiye’de hâlen mevcudiyetini devam ettiren silahlı terör örgütlerinden PKK ve DHKP-C başta olmak üzere aşırı sol terör örgütleri esasen soğuk savaş döneminin birer ürünleridir. Soğuk savaş sonrasında bölgemizdeki ülkelerin teker teker terör, iç savaş ve işgale doğru süründüklerini gördük. Aynı senaryoların Türkiye’de de uygulanmaya çalışıldığını müşahede ettik ancak hesaba katılmayan bir şey oldu, son 21 yıldır halkımızın teveccühüyle hizmet eden Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğindeki hükümetlerimiz terörle mücadelede ezber bozarak Türkiye’ye giydirilmeye çalışılan esaret gömleğini yırtıp atmıştır” ifadelerini kullandı.

“Terörle mücadele nokta atışlarla icra edilmekte”

Türkiye’nin uzun yıllar bölücü terör örgütleriyle hükümetleri döneminde mücadele ettiğini kaydeden Fidan,

“Bu mücadeleyi sürdürürken özgürlük-güvenlik dengesinde adeta altın orantıyı yakalayan bir yola başvurmuştur. Milletimizin hak ettiği demokratik adımlar atılırken teröre zemin oluşturan toplumsal şartlar ortadan kaldırılmış, eş zamanlı olarak askeri ve istihbari alandaki yöntemler gözden geçirilerek yeni bir anlayış ve stratejiyle uzun soluklu bir mücadele başlatılmıştır. Geldiğimiz noktada bölücü örgüt Türkiye’de silahlı varlığını kaybetmiş, ülke içindeki faaliyeti minimum düzeye indirilmiştir. Ülkemizin her bölgesi emniyet ve güven duygusu içerisinde yaşanır hâle gelmiştir. Örgüt artık Türkiye’den daha çok Suriye’nin ve Irak’ın millî güvenlik tehdidi hâline gelmiştir. Ülkemizin yıllardır karşı karşıya kaldığı terör tehdidi diğer pek çok ülkenin karşılaştığı tehdidin çok ötesindedir; zira ülkemizi hedef alan PKK, FETÖ, DEAŞ, DHKP-C farklı ideolojilere sahip olmakla birlikte birbirleriyle etkileşim hâlindedir. Bu örgütler yeri geldiğinde hedefleri doğrultusunda iş birliği de yapabilmektedirler. Terör örgütleri üçüncü ülkelerden temin ettikleri lojistik, eğitim ve silah destekleriyle varlıklarını devam ettirmektedirler. Türkiye’de zemin kaybeden PKK, faaliyetlerini ağırlıklı olarak sınır ötesine taşımak zorunda kalmıştır. Biz de sınır ötesinde yürüttüğümüz terörle mücadele stratejimizde önemli ve yeni adımlar attık, bunların birçoğunu detayıyla az önce Millî Savunma Bakanımız arz ettiler. Bu strateji doğrultusunda tehdidi kaynağında bertaraf ediyoruz; Suriye ve Irak ayrımını ortadan kaldırdık, saldırı nereden gelirse gelsin örgütü her iki alanda da aynı anda hedef alıyoruz. Örgütü ayakta tutan ve gelir sağlayan kaynaklarını ve bütün altyapısını teker teker yok ediyoruz. Sadece önümüze çıkan teröristi yok etmekle kalmıyor, bunun ötesine giderek nokta operasyonlarla peşinde olduğumuz üst ve orta düzey yönetici kadrosunu elimine ediyoruz. Uluslararası alanda tanınma çabalarını örgütün terör bağlantısını ortaya koyan belgelerle boşa çıkarıyoruz. Irak ve Suriye sahasındaki operasyonlarımız her zaman Birleşmiş Milletler Şartı’nın 51’nci maddesinden doğan meşru müdafaa hakkımız doğrultusunda komşularımızın egemenlik haklarına ve toprak bütünlüğüne saygılı olarak sivillerin zarar görmemesi için her türlü tedbir alınarak, kesin istihbarat ve keşif bilgilerine dayanan nokta atışlarla icra edilmektedir” dedi.

Fidan, Irak merkezi hükümeti ile Erbil arasındaki uyuşmazlığın, bölgede üstü kapalı devam eden Sünni ve Şii ayrışmasının Irak’ta PKK tarafından istismar edilen başlıca konulardan olduğunu belirterek,

“Ayrıca KYB’nin Süleymaniye ve mücavirinde PKK’ya alan açması örgütün bu bölgede giderek güçlenmesine neden olmuştur. Aidiyeti ihtilaflı bölgelerde Peşmerge’nin sahadaki varlığının azalması da Iraklı bazı milis kuvvetler ile PKK arasında taktiksel ilişkiler kurulması sonucunu vermiştir. KYB’nin Suriye’deki PKK-YPG unsurlarına eğitim verdiği, Irak’ın kuzeyinde düşen SDG helikopterleri ve Arbat Havalimanı hadiseleriyle iyice açığa çıkmıştır. Bu durum, KYB ile PKK arasındaki ilişkinin boyutlarını da ortaya koymaktadır. Süleymaniye’ye yönelik yaptırımlarımıza rağmen KYB, PKK’ya müzahir tutumunu değiştirmezse daha ileri tedbirler almakta tereddüt etmeyeceğiz. Bölücü örgüt Irak içinde siyasi nüfuzunu da artırma gayreti içerisindedir. PKK bağlantılı siyasi görünümlü bazı oluşumların Irak ve IKB parlamentolarında farklı isimler altında seçimlere gitme teşebbüslerinde bulunduğunu görüyoruz. Irak’taki tüm yetkili aktörlere kapsayıcı şekilde yaklaşarak temaslarımızı sürdürmekteyiz. Bu bağlamda, Ağustos 2023’teki Irak ziyaretimizde her kesimden yetkili ve siyasi aktörlerle görüşme fırsatımız oldu. PKK varlığının her şeyden önce Irak’ın toprak bütünlüğüne ve siyasi egemenliğine tehdit oluşturduğunu en açık dille ifade ettik; bu konuda da herhangi bir itiraz duymadım. Esasen Sudani hükümeti terörle mücadelede daha yapıcı bir tavır sergilemektedir. PKK dâhil silahlı terör örgütlerinin Irak’ın egemenliği ve refahı için büyük bir tehdit olduğunu kabul etmektedir. Sahadaki kararlılığımız, terör örgütüne yönelik tüm altyapı ve üstyapının hedef alınacağına ilişkin yaklaşımımız Irak makamlarında da karşılık bulmaktadır” şeklinde konuştu.

“Amerika Birleşik Devletleri DAEŞ’le mücadele bahanesiyle örgüte destek veriyor”

Fidan şöyle konuştu:

“Bölücü terör örgütünün sınırlarımıza ve Suriye geçici hükümetinin kontrolündeki bölgelere yönelik taciz ve saldırı girişimlerinin sürdüğü, DEAŞ’la mücadele bahanesiyle destekçileri üzerinden edindiği yetenekleri çeşitlendirmeye çalıştığı, uluslararası kamuoyunun dikkatinin Gazze’ye odaklandığı bir ortamdan kendi zehirli gündemini ilerletmek için faydalanmaya gayret ettiğini görmekteyiz. Suriye’de rejim karşıtlığı üzerinden kurulan uluslararası koalisyon zaman içerisinde DAEŞ’le mücadele kisvesi altında PKK’yla iş birliğine evirilmiştir. Soğuk savaş döneminde Sovyetler Birliği’nin Esad rejimine Bekaa Vadisi’nde kurdurduğu Marksist Leninist bir örgüt olan PKK, günümüzde tarihin bir ironisi olarak yine Suriye’de Amerika ve Batı’yla iş birliği yaparak Suriye’yi bölmek için çalışmaktadır. Mevcut çatışma ortamı ve yabancı ülkelerin müdahalesi sonucunda örgüt, Suriye’nin üçte 1’ini kontrol eder hâle gelmiştir. Amerika Birleşik Devletleri DAEŞ’le mücadele bahanesiyle örgüte teknoloji ve askerî teçhizat desteği vermektedir. Amerika’nın bu faaliyetlerine bazı Avrupa ülkeleri de ayrıca destek vermektedir. Rusya -diğer taraftan- Fırat’ın batısında özellikle Tel Rıfat ve Münbiç’te PKK varlığına göz yummaktadır.”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.