Gazeteci Yazar Serdar Arseven TÜİK’in 2023 boşanma evlenme rakamlarını masaya yatırdığı yazısında, “Bu gidiş iyiye gidiş değil!” mesajını verdi.
İşte Serdar Arseven’in Milat Gazetesi’nde yer alan dikkat çekici yazısı:
Evlenme yaşı yükseliyor da, yükseliyor!
“Neredeyse her gün Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) sitesine giriyorum.
Amacım, 2023 yılı ‘boşanma ve evlenme’ istatistiklerini görmek” demiştim, “Lütfen boşanmayınız!” başlıklı yazımda.
Sağ olsun, TÜİK 2023 rakamlarını açıkladı.
Şöyle bir bakalım:
“Evlenen çiftlerin sayısı 2022 yılında 575 bin iken, 2023 yılında 565 bin 435 oldu.”
Yani…
Evlenenlerin sayısı azalmaya devam etti.
Tabloya bakalım:
Boşanmalar…
Boşanan çiftlerin sayısı 2022 yılında 182 bin 437 iken, 2023 yılında 171 bin 881 oldu.
Yani…
Boşanmalar, çok çok az da olsa, azaldı.
Oh be…
Yıllardır artıyordu bu rakam.
Şimdi…
Minicik azalış…
Yıllardır “Boşanmayın, boşanmayın!” diye yalvarıp duruyoruz buradan…
Bir çifti bile “boşanma” kararından vazgeçirebilmişsek, bizim de katkımız vardır bu sonuçta!..
EVLENME YAŞI NİÇİN ARTIYOR?
Tam da boşanma sayısındaki minicik de olsa azalıştan dolayı ümitlenmiştim ki, hemen ardından gelen veriler canımı sıktı yine…
Evlenme yaşı, artmaya devam ediyor maalesef.
O kısma da bakalım:
“Yıllara göre ilk evlenme yaşı incelendiğinde, her iki cinsiyette de evlenme yaşının arttığı görüldü. Ortalama ilk evlenme yaşı 2023 yılında erkeklerde 28.3 iken, kadınlarda 25.7 oldu. Erkek ile kadın arasındaki evlenme yaş farkı ise 2.6 yaş olarak gerçekleşti.”
Ortalama ilk evlenme yaşının grafiğine bakıyoruz…
2001’den bu yana, sürekli olarak artmış…
Gündüz kuşağı programlarının ünlü feministleri çok memnundur bu gidişâttan, az katkıları da yok hani!..
Bir başka veriye geçelim:
Boşanmaların en fazla olduğu ilimiz hangisidir dersiniz?
Evet, her zaman olduğu gibi İzmir.
TÜİK şöyle diyor: “Kaba boşanma hızının en yüksek olduğu il, binde 3.05 ile İzmir oldu.
Bu ili binde 2.94 ile Antalya, binde 2.80 ile Karaman izledi. Kaba boşanma hızının en düşük olduğu il ise binde 0.36 ile Hakkari oldu. Bu ili binde 0.44 ile Şırnak, binde 0.55 ile Muş izledi.”
Ve canımı en çok sıkan rakamlar…
Boşanmış ailelerin çocuklarının yaşadıklarını çok iyi bildiğim için…
Bu kısma gelince çok üzülüyorum.
Diyor ki RTÜK:
“Son 1 yıl içinde boşanma olaylarından 171 bin 213 çocuk ekilendi. Boşanma davaları sonucu, çocukların velayetinin çoğunlukla anneye verildiği görüldü. Çocukların velayetinin 2023 yılında yüzde 74.9’u anneye, yüzde 25.1’i ise babaya verildi.”
X
Şöyle yeniden bir baktık, TÜİK 2023 rakamlarına…
Beni birazcık ümitlendiren, boşanma sayılarının çok çok az da olsa düşmüş olması.
Lâkin, evlenenlerin sayısının ondan çok daha hızlı bir şekilde azalması ve ilk evlenme yaş ortalamasının hızla yükselmesi çok kötü.
Sık sık hatırlatıyoruz; bir önceki Aile Bakanı, “Nüfusumuz o kadar hızlı bir şekilde yaşlanıyor ki, bu alanda, nüfusun en fazla yaşlandığı Kara Avrupası’nı 4’e, 5’e katladık!” demişti.
Durum, bu…
Feci halde yaşlanıyoruz ve de yalnızlaşıyoruz!
TÜİK verileri, Türkiye’de 5 milyon 200 bin kişinin yalnız yaşadığını gösteriyor.
Memleketteki tek kişilik hane sayısı son on yılda yüzde 77.2 oranında artmış vaziyette.
Yaşlılık ve yalnızlık baş döndürücü bir hızla artıyor.
İnsanımız, evlenmek istemiyor ya da evlenemiyor!..
Nüfus artış hızımız da, TÜİK rakamlarına göre, dibe vurmuş durumda…
Yıllar itibarı ile seyri hatırlatalım:
2008: Binde 13.1,
2018: Binde 14.7,
2022: Binde 7.1,
2023: Binde 1.1
28 ŞUBAT DARBECİLERİNİN HEDEFİ NEYDİ?
Bunlar çok kötü, çok.
28 Şubat darbecileri ısrarla, “Nüfus artışını durduralım” derlerdi.
Nüfus planlaması adı altında kampanyalar yürütürlerdi.
Erkekleri kısırlaştırma kampanyalarının reklamlarını görürdük hep, “Vazektomi bedava, ne duruyorsun, sen de kısırlaşsana!” yollu kampanyalar…
Bugün geldiğimiz noktada, istediklerinin büyük ölçüde gerçekleştiğini görüyoruz.
X
Sayın Cumhurbaşkanı, “En az 3 çocuk” çağrısı ile, “ülke güvenliği” açısından çok önemli olan bu hususta, olumluya gidişi sağlamak istemişti.
Nüfus artış hızının artmasını, hiç olmazsa düşmemesini sağlamaya çalışıyordu.
Ne yazık ki, olmadı, olamadı.
Niçin olmadı, olamadı?
Öncelikle, insanlar “geçim” endişesinden dolayı, evlilik kararlarını ertelediler.
Bunun yanı sıra, “Evlilik müessesesi” ni gözden düşürmeyi hedefleyen tv yayınları etkili oldu…
Özellikle TV’lerdeki bazı sabah kuşağı programlarında, “Evlilik kötü, boşanma iyidir!” telkinleri yapıldı ustalıkla.
Yetkililer de, maalesef bu işe seyirci kaldılar.
Bir de…
Süresiz Nafaka meselesi var.
Birkaç ay evli kalsan bile ömür boyu nafaka ödemeye mahkûm oluyorsun…
Bu da, birçoklarını “evlilikten” vazgeçiriyor.
Durumun düzeltileceği, bu konuda “Anadolu’nun hassasiyetlerine” uygun, adaletli adımlar atılacağı çok söylendi ama…
Olmadı işte, yapılmadı.
Çok önemli bir sebep daha:
Bu süreçte, mecburi eğitimin süresi 12 yıla çıkartıldı.
Aşağı yukarı bütün gençler de, lise sonrasında üniversiteli oldu.
Bu durum da ilk evlenme yaşını yukarı çekti.
Şimdilerde her yerde mesleksiz üniversite mezunları!..
Piyasa da cayır cayır ara eleman arıyor!
Bugün gelinen noktada…
Endişelerim tavanda.
Hemen sorayım ve cevap vereyim.
Evlilikler azalıp, boşanmalar arttıkça neler olur?
Doğurganlık oranı sıfıra vurduğunda, nüfus hızla yaşlandığında neler olur?
Allah korusun, ileride, savunmamız bile zafiyete düşebilir.
Boşanmaların azalması mı, çoğalması mı iyidir, caddelerin ve sokakların güvenliği açısından?
Üretim için yaşlı nüfus mu lâzımdır, genç nüfus mu?
Üretecek eleman bulamazsınız, nüfus iyice yaşlandığında…
Sosyal güvenlik mekanizmalarınız zafiyete uğrar, sağlık giderleriniz artar..
Eski ve yeni aile bakanları da, yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezlerinin artmasının önemine vurgu yapar.
Yaşlıların sayısı artar ama dedelerin, ninelerin sayısı azalır.
Geçmişten bugüne kültür, tecrübe aktarımı bitme noktasına gelir!
Farklı ortamlarda, birbirlerinden kopuk yaşayan nesiller, birbirlerini anlayamaz duruma düşerler!
Yeni nesillere, tasarruftan, kanaatten, vefadan bahsedemez olursunuz.
Hasbiler azalır, hesabîler artar.
Boşanmalar, suç örgütlerinin işine yarar.
Zararlı madde kullanımı, hızla artar.
Çok kötü şeyler olur,
Allah korusun!