Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın açıkladığı “tasarruf paketi”nde belediyelere ait tasarruf tedbirlerinin yer almaması dikkat çekti. Belediyeleri yakından takip eden kanaat önderleri, “Borca batık belediyeler” gerçeğine dikkat çekiyorlar.
Tasarruf Paketi’nin açıklanmasından bu yana, “Batık belediyeler” konusunu gündeme taşıyan kanaat önderlerine, bu alanda büyük kara delikler, büyük yolsuzluk ve usulsüzler olduğuna dikkat çekerek şunları söylüyorlar:
“Adli denetim mekanizmaları, minareyi çalan kılıfına uydurur misali şekil şartları yerine getirilerek aşılabiliyor ama ortada büyük kayıp kaçaklar var. Belediyelerin hemen hemen tamamı borca batık. Bu borçlar nasıl meydana geldi? Bu borçlar, gerçekten de hizmetlerin yürüyebilmesi için zaruri borçlanmalardan mı kaynaklandı yoksa, işin içinde yolsuzluklar usulsüzlükler var mı? Belediyelerin yönetim alanlarındaki vatandaşlar, oralarda nelerin döndüğünü büyük ölçüde biliyor, konuşuyorlar. Rakip partilerin yöneticileri de bunları zaman zaman dile getiriyorlar. Belediyelerin düzenledikleri etkinliklerden, çevre düzenlemelerine kadar, çiçek-sepet işlerine kadar, medya kuruluşlarına ve mensuplarına dağıtılanlara kadar, bazı sivil toplum örgütlerine aktarılan kaynaklara kadar üzerlerinde durulması gereken birçok husus var ama bunların üzerine nedense gidilmiyor. Bir yönetim, bir önceki yönetimi iş başına gelir gelmez suçluyor ama ilişkilerin çok az bölümü adliyeye yansıyor. Yeni yönetimler bir süre sonra, hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam ediyor. Onlar seçim kaybettiğinde de, yerlerine gelen yönetimler önce tepki gösterme, sonra da düzeni kabullenme moduna giriyorlar. Olan da vatandaşın kaynaklarına oluyor.”
NİÇİN TAHSİLAT YOLUNA GİTMİYORSUNUZ?
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın bir süre evvel “SGK’ya en fazla borçlu olan 5 belediye CHP’li” açıklamasıyla dikkat çektiğini ifade eden kanaat önderleri şöyle devam ediyorlar:
“Altıncı belediye hangisi, yedincisi, sekizincisi… Hangi belediyenin SGK’ya ne kadar borcu var? Sokaktaki vatandaş iki kuruş borcunu ödemeyediğinde icra yoluna başvuran, hesaplarından tahsilat yoluna giden Kamu, belediyelerin taktıkları borçların tahsili için neler yapmaktadır? Bu haliyle belediyeler Devlet’in sırtındaki yüktür.”
MECLİS’TE KOMİSYON KURULSUN
Öte yandan, Gazeteci Yazar Serdar Arseven’den “Belediyeler” konusunda dikkat çekici bir teklif geldi.
Milat Gazetesi’ndeki köşesinde “Tasarruf Paketi’ni ele alan Serdar Arseven, Meclis’te Belediye Batıkları hakkında bir Komisyon kurulmasını teklif etti.
Arseven teklifini şu satırlarda dile getirdi:
Siyasette “yumuşama” rüzgârları esiyor ya…
Bu “yumuşama” hamlesinin iki büyük partisi, AK Parti ile CHP’nin öncülüğüyle bir “Meclis Komisyonu” kurulsun!..
Parti ayrımı yapılmaksızın…
Tekrar ediyorum, parti ayrımı yapılmaksızın şunlara bakılsın:
-Hangi belediyenin borçları nasıl oluştu, milletin tahsis ettiği kaynaklar nerelerde, ne kadar verimli kullanıldı?
-Kayıp “kaçak”lar oldu mu, olmadı mı?
-Borçlanmaların ne kadarı hizmetlerin yürütülebilmesi için zaruri borçlanmalardı, ne kadarı yolsuzluk, usulsüzlük, israf gibi olumsuzluklardan kaynaklandı?
-Borçlu olmayan belediyeler varsa, bunlar borç yapmamayı, takmamayı nasıl becerdi?
Hizmetlerden kısarak mı, yoksa kaynakları verimli bir şekilde kullanarak mı?
Bunlar ortaya dökülse…
“Belediyelerin kamuya olan borçlarının tahsili için hangi adımların atıldığını, atılmadığını” da öğrensek bu arada…
Öyle ya, iki kuruş borç yapan vatandaşın üzerine giden Kamu Otoritesi, kendisine borç takan “ilk beşteki belediyelerden ve diğerlerinden tahsilat” için hangi adımları atmış…
Bunları bilmek de hakkımız değil mi?
x
Borç batağındaki belediyelerin borçlanmalara imza atan başkanları, başkan yardımcıları vesaire Meclis Komisyonu’na davet edilse…
Sorulsa onlara, sorulması gerekenler…
Biz de izlesek olan biteni, her şey şeffaf olsa…
Belediyelerin kimlere ne kadar kaynak aktardığı…
Konserlerden konferanslara, şenliklerden festivallere…
Panellere, eşantiyonlara kadar her bir işleri didiklense…
Kamunun her kuruş hakkı sorulsa, sorgulansa…
Personel alımları, istihdam politikaları, -kayırmacılık olup olmadığı” ortaya konulsa…
AK ile kara böylece ayrılsa…
Bunu Meclis yapabilir pekalâ…
Bir vakitler, 2000’li yılların başında, Meclis Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu kurulmuştu, hatırlayanlar vardır mutlaka.
Başında zamanın AK Parti Milletvekili Azmi Ateş vardı.
Epeyce takip etmiştik o Komisyon’un çalışmalarını…
Şimdi ise..
Mesela…
“Belediye Borçlanmalarını Araştırma Komisyonu” kurulsa…
“Yumuşama”nın ruhuna uygun olarak, İki büyük partinin öncülüğünde böyle bir adım atılsa…
İyi olmaz mı?
AK Parti ile CHP ve tabii bir de MHP, ortak bir adım atarsa bu iş olur.
Atmazsa olmaz.
Başka partilerin teklifleri, farklı amaçlar peşinde oldukları öne sürülerek kafadan reddediliyor.
Genel seçim galibi AK Parti ile yerel seçim galibi CHP bir araya gelirse..
Ve böyle bir adımı atarsa, kimsenin diyeceği söz kalmaz…
“Yumuşama” dönemi, tam olarak fırsata döndürülmüş olur…
Bundan sonra borçlanacak olan belediyeler de, adım atarken kılı kırk değil, kırk bin yarmak mecburiyetinde kalır!
X
Şimdiii…
Geldik, başlıktaki “Belediyeler kapatılsa ne olur?” sorusuna cevap aramaya…
Geldik de, bize ayrılan yer bitti!
Bir sonraki yazımıza kadar, sosyal medya ortamından bize ulaşın…
“Ne olur, ne olmaz, belediyeler kapatılırsa yerlerine nasıl bir yapı konulmalı?” mevzularında fikirlerinizi, tekliflerinizi gönderin…
Tasarruf paketine katkımız olsun.