Siyonizm’in nasıl bir mikrop olduğunu bizlere 40 yıl önce anlatan, anlamamız için mücadele eden Rahmetli Necmeddin Erbakan hocayı idrak edememenin acısını bugün Filistin’de maalesef Müslüman kardeşlerimize gösterilen zulümle çekiyoruz. Yahudi batıl olan dünya hakimiyeti davasını gerçekleştirmek için nüfus ve toprak çoğunluğunu sağlayamadığından piyon olarak yıllarca İngiltere’yi seçmiş ardından 2.Dünya savaşı sonrası piyon değişikliğine giderek ABD’yi siyasi emelleri için kullanmış ve halen kullanmaktadır. Bu hususla birlikte faiz lobisini ve para piyasasını ellerinde bulunduran Yahudi, vadedilmiş topraklar olarak gördüğü Nil ile Fırat arasına yerleşme gayesiyle yaptığı zalimane mücadelede kendisine ses çıkartacak kim varsa ekonomik krizlerle, ihtilallerle, siyasi oyunlarla susturmuş ve batıl olan davası için mücadelesine devam etmiştir. 6 gün savaşlarıyla İslam dünyasının tamamen dağınık olduğunun farkına varan Siyonizm, arz-ı mev’ud diye adlandırılan vadedilmiş topraklara hakim olmak gayesiyle gün geçtikçe zulmünü arttırmış ve bugün geldiğimiz noktada dünyada teşkil edilmiş hiçbir kurum ve kuruluşu dikkate almayarak Gazze’de insanlık dışı bir katliama devam etmektedir. Geçmişe bakarak ders çıkartan akabinde gayret ederek geleceğe yön verme düsturunu kendine dert edinmiş müslümanlar olarak bu yapıyla mücadelenin İslam Birliği ve Hilafet ile birlikte olacağının farkına varmamız gerekiyor. İslam Dünyası Türkiye önderliğinde Hilafet Şurası kurmalı ve burada yer alan müslüman devletlerle ilk önce savunma daha sonra ekonomik anlaşmalar imzalayarak yeryüzüne maddi ve manevi hastalık bulaştıran siyonizme karşı mücadele etmelidir. Bu anlaşmanın savunma ile alakalı maddelerinde Hilafet Şurasında bulunan herhangi bir müslüman devlete dışarıdan gelecek olası bir saldırıda Şura’da ki diğer devletler askeri yardımda bulunacaktır maddesi yer alması elzemdir. Bununla birlikte bir diğer madde ortak para kullanımıyla alakalı olmalıdır ki Siyonizmin güdümünde olan ABD dolarının güçlü etkisi yıkılsın ve İslam dünyası maddi olarak faiz lobilerinin baskısından kurtulsun. Tüm bunlarla birlikte tüm müslüman devletler tarafından Filistin devleti tanınarak İslam Şurasında yer alması sağlanmalı ve Türkiye önderliğinde İslam Şurası acilen Filistin’e askeri müdahelede bulunmalıdır. Çünkü Siyonizm laftan anlamaz, icraattan anlar. Aylardır İslam dünyası liderleri kınama mesajlarıyla, kavli dualarıyla desteklemekten öteye gidemediği Filistin meselesiyle alakalı fiili olarak mücadele etmeli ve yeryüzünün gördüğü en büyük zulümlerden biri olan Filistin’e karşı insanlık ve müslümanlık görevini yerine getirmelidir. Osmanlı İmparatorluğu yıkıldığı günden itibaren barışa hasret kalan İslam aleminin, bu hasretin son bulması gayesiyle öncelikle kendi içinde birlik olması ve yeniden Osmanlı Barışı (Pax Ottomana) olarak adlandırılan dönemin gelmesi, yeryüzünün barış ve huzur içinde olması için Türkiye önderliğinde Hilafet Şurasını bir an önce kurması gerekmektedir.
Hilafet şurası çok güzel bir proje
Müslümanların vahdete ihtiyacı çok
Kaleminize sağlık