Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, “Yeniden Refah Partisi, Anayasa’nın bir, iki, üç ve dördüncü maddelerinin tartışmaya açılmasına olumlu yaklaşmamaktadır. Türkiye’de anayasa değişimini herhangi bir partiye göre yapmak mümkün değildir. Türkiye’nin herhangi bir kesimine göre yapmak da mümkün değildir. Anayasalar toplumsal sözleşmelerdir” dedi.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, partisinin Merkez Yürütme Kurlu (MYK) toplantısı sonrası gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın dün Yeniden Refah Partisi lideri Dr. Fatih Erbakan’a yaptığı ziyareti hatırlatan Kılıç, “TBMM’nin yeni yasama yılında DEVA Partisi, Yeniden Refah Partisi ve diğer siyasi partilerin, Meclis’te yapılacak çalışmalarla Türkiye’nin gündemine daha fazla tesir etmeleri, insanlarımızın refahına daha fazla katkı sağlayacak iş birliklerini geliştirmeleri fikir alışverişinde bulunulmuştur” diye konuştu.
“Halkımız için ‘doğruya doğru, yanlışa yanlış’ demeye devam edeceğiz”
Yeniden Refah Partisi’nin her zaman ‘Doğruya doğru, yanlışa yanlış’ diyeceğini aktaran Kılıç, şöyle devam etti:
“Türkiye’de iktidar partisi olduğu gibi muhalefet partileri de vardır. Bütün bu partilerin varlığı çok partili hayatın en temel gerekliliğidir. Yeniden Refah Partisi bu partiler arasında önemini koruyan ve her geçen gün üye sayısıyla birlikte önem katsayısını da artıran bir siyasi parti olarak tezahür etmektedir. Tüm siyasi partilerin iktidar karşısında Türkiye için doğruları söylemeleri siyasetin de hukukun da vicdanın da gereğidir. Yeniden Refah Partisi bu doğrultuda ‘Doğruya doğru, yanlışa yanlış’ stratejisini baştan itibaren ortaya koymuş ve iktidarın doğrularına doğru derken, yanlışlarını da açık sözlülükle eleştirmekten geri durmamıştır. Türkiye için, halkımız için doğruya doğru, yanlışa yanlış demeye devam edeceğiz. Bu politikamızın gereğine uygun yaklaşımı olan tüm siyasi partilerle de iş birliği imkanlarını geliştirmeye devam edeceğiz”
“Mutfaktaki yangın büyüyor”
Ekonomi yönetimine ilişkin değerlendirmede bulunan Suat Kılıç, “Maalesef ikinci çeyrekte Türkiye’nin ekonomisi ciddi küçülmeler yaşanıyor. Sayın Mehmet Şimşek yönetimindeki ekonomi ve maliye politikalarının başarısızlığı her geçen gün kendini biraz daha hissettiriyor. Mutfaktaki yangın büyüyor. Enflasyon canavarı dizginlenemiyor. Çarşı pazara bakıldığında toptancı halinde bile fiyatların yüksekliği maalesef vatandaşımızı kazancıyla geçinemeyek hale getirmiştir. En düşük emekli aylığı yetmediği gibi asgari ücret aylardır açlık sınırın altında seyretmeye devam ediyor. Daralan talebi buna bağlı enflasyondaki nisbi gerilemeyi başarı diye sunmak ekonomi yönetimi açısından kurtuluş değildir. İnsanlarımızın refahı gerilemektedir. ekonomi küçülürken talep daralmakta, talep daralırken zorunlu çıktı olarak Türkiye’deki işsizlik sayısı en yüksek rakama ulaşış bulunmaktadır. Ekonomide sadece ihracat rakamlarından değil, işsizlik rakamlarından da söz etmenin zamanı gelmiştir. Ekonomi yönetimi enflasyonu hesap ederken, geçinemeyen milyonların haline çare üretmek mecburiyetindedir” ifadelerini kullandı.
“GKRY ile ABD arasındaki bu anlaşma, bölgeyi istikrarsızlığa sürükleyecektir”
ABD ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) arasında “İkili Savunma İş birliği Yol Haritası” anlaşması imzalanmasına da tepki gösteren Kılıç, “Kuzey Kıbrıs Rum Yönetimi (KKRY) ile ABD arasında atfedilen ortak savunma işbirliği açıklaması Türkiye’nin ve KKTC’nin güvenliğine yönelik ciddi bir tehdit mahiyetindedir. NATO müttefikimiz ABD’nin Akdeniz’de tansiyonu yükseltmeye matuf Kıbrıs Rum Kesimi ile sınırlı öyle bir adım atmasını kesinlikle tasvip etmiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin ABD ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasındaki bu anlaşmanın etkisizleştirilmesi yönünde atacağı tüm adımları destekliyoruz. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile ABD arasındaki bu anlaşma, bölgeyi istikrarsızlığa sürükleyecektir. Doğu Akdeniz’deki maden rezervleri, hidrokarbon yatakları, petrol ve kömür rezervleri, buna bağlı doğalgaz rezervleri ile ilgili olarak ABD’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile Türkiye’yi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yok sayan yakınlaşması, bölgedeki ilişkileri bozucu mahiyettedir. Dünyanın ve bölgemizin yeni bir krize ihtiyacı yoktur; dünyanın ve bölgemizin beklentisi, özellikle NATO gibi, BM gibi çok uluslu ve Türkiye’nin de kurucu üye olduğu örgütlerin barışa, istikrara katkı yapmalarıdır.” diye konuştu.
“Yeniden Refah Partisi Anayasa’nın ilk 4 maddesinin tartışmaya açılmasına olumlu yaklaşmamaktadır”
Bir gazetecinin HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun Anayasa’nın 4’üncü maddesine ilişkin açıklamaları hatırlatılarak, partisinin bu konudaki yaklaşımı sorulan Kılıç, şunları söyledi:
“Yeniden Refah Partisi, Anayasa’nın bir, iki, üç ve dördüncü maddelerinin tartışmaya açılmasına olumlu yaklaşmamaktadır. Neden olumlu yaklaşmamaktadır? Türkiye’de anayasa değişimini herhangi bir partiye göre yapmak mümkün değildir., Türkiye’nin herhangi bir kesimine göre yapmak da mümkün değildir. Anayasalar toplumsal sözleşmelerdir. Anayasanın, toplumun heyecan ve hissiyatını yansıtan ve herkesi bir arada tutan maddeleri içermesi gerekmektedir. Anayasa TBMM’de yapılacak olsa, TBMM’de oylandıktan sonra referanduma da taşınacak olsa toplumun genelinin görüşlerini yansıtmak mecburiyetindedir. Elbette ki hiçbir beşeri metin, kutsal değildir. Hiçbir beşeri metin kusursuz da değildir, eksiksiz de değildir. Yüz maddenin doksan dokuzuna katılır, birinden rahatsızlık duyabilirsiniz. Bu herkes için geçerlidir. Öyleyse ortak uzlaşıyı, mutlak mutabakatı değil ama çoğunluğun uzlaşışını yansıtan ve bizi bir arada tutan anayasa metinlerine sahip çıkmak hepimiz için gerekliliktir. Türkiye’nin başkentini, resmi dilini, milletin temel değerlerini, devlet şeklimizin Cumhuriyet olduğunu tartışmanın hiç kimseye, hiçbirimize bir faydası yoktur. Dördüncü maddeyi ortadan kaldırmak, diğer üç maddeyi tartışmaya açmak anlamına gelecektir. Türkiye’nin bugün ihtiyacı bu değildir. Türkiye’nin bugün için ihtiyacı anayasa tartışmalarına girmek de değildir.”