Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, partisinin MYK toplantısının ardından yaptığı açıklamada, “Binlerce kadın maalesef her gün can kokusuyla sokağa çıkmaktadır. Ya da evinden hiç dışarı çıkamamaktadır. Türkiye’de cezasızlık algı olmaktan çıkmış, olguya dönüşmüştür. Acilen tüm tarafların katılımıyla hukuk şurasının toplanmasını aileye, çocuklara karşı işlenen suçların idam cezası da dahil olmak üzere en ağır cezaların bu hukuk şurasında ele alınmasını hükümete ve TBMM’ye öneriyoruz” dedi.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, partisinin genel merkezinde gerçekleştirilen Haftalık Olağan Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından basın mensuplarına gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
“Sapkın akımların elinde çocuklarımız hedef halinde”
Kılıç, son günlerde yaşanan vahşi olaylara ilişkin yaptığı açıklamada, “Geçen hafta üzücü olaylar Türkiye’nin üzerinde kara bulutlar gibi çöktü. Toplum olarak üzgünüz, moralimiz son derece bozuk. Ülkemiz için, geleceğimiz için, gençlerimiz için son derece kaygı içerisindeyiz. İstanbul’un göbeğinde iki kız evladımız canavarca hislerle bir psikopat tarafından parçalara bölünerek katledilmiş ve maalesef bu durum Türkiye’de yaygın bir hal alma eğilimine girmiştir. Onlarca sabıkası olan psikopatlar maalesef sokaklarda aramızda dolaşmaktadır. Çocuklarımızın, kadınlarımızın ve özellikle kız çocuklarınızın can güvenliği yoktur. Aileler endişe içerisinde, kaygıyla çocuklarını ya okula ya işe göndermektedir. Bu durum kabul edilebilir değildir. Devletin acilen bu sahaya el atma mecburiyeti vardır. Uyuşturucu bağımlılığı toplumda bir yandan tırmanırken diğer yandan satanizm gibi sapkın akımların elinde çocuklarımız hedef halinde gelmekte, öldürülmekte, canavarca hislerle katledilmektedir” ifadelerini kullandı.
“Denetimli serbestlik Türkiye’de denetimsiz serbestliğe dönüşmüştür”
Hukuk sistemini de eleştiren Kılıç, şöyle konuştu:
“Boyundan büyük sabıka kaydı olanlar tutuksuz yargılanma adı altında sokaklara salınmaktadır. Bir kravata bir takım elbiseye iyi hal indirimiyle cezaevinde tutulması gereken caniler, psikopatlar sokaklara gönderilmektedir. Şartlı tahliye, denetimli serbestlik maalesef Türkiye’de anlamını yitirmiştir. Denetimli serbestlik Türkiye’de denetimsiz serbestliğe dönüşmüştür. Bu uygulamanın acilen ele alınması lazım. Binlerce kadın maalesef her gün can kokusuyla sokağa çıkmaktadır. Ya da evinden hiç dışarı çıkamamaktadır. Türkiye’de cezasızlık algı olmaktan çıkmış, olguya dönüşmüştür. Acilen tüm tarafların katılımıyla hukuk şurasının toplanmasını aileye, çocuklara karşı işlenen suçların idam cezası da dahil olmak üzere en ağır cezaların bu hukuk şurasında ele alınmasını hükümete ve TBMM’ye öneriyoruz”
“Siber zorbalık tırmanıyor”
Bilgisayar uygulamaları ve oyunlarında artan siber zorbalık hadiselerine dikkat çeken Kılıç, “Siber zorbalık hadisesi her geçen gün yeni bir boyut kazanmakta, yeni suçlar ve suçlularla karşımıza çıkmaktadır. Bilgisayar oyunları ya da uygulamaları üzerinden 8, 10 yaşındaki kız çocukları da dahil olmak üzere evlatlarımız, bu ülkenin geleceği çocuklarımız siber zorbaların tehdidine, şantajına maruz kalmaktadır. Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı var. Gerekirse teknik kabiliyet ve kapasitesinin artırılması lazım. Gerekirse personel sayısının takviye edilmesi lazım. Suç işlendikten sonra değil suç işlenmeden önce Siber Suçlarla ilgili önlemin Türkiye Cumhuriyeti devleti kurumları tarafından alınması lazım. Discord adlı bir uygulama var. Bu uygulama üzerinden çocuklarımız hedef haline getiriliyor. Elbette bir uygulamanın yakalanmasıyla siber zorbalığın önüne geçmek mümkün değildir. Onlarca, yüzlerce, binlerce bilgisayar uygulaması aktif durumdadır. Aslolan yasaklanması değil denetimdir, eğitimdir, devletin ve kurumların görevlerini harfiyen yerine getirmesidir.” diye konuştu.
Sağlık çalışanlarına saldırıya tepki
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti kınayarak Sağlık Bakanına çağrıda bulunan Suat Kılıç, “Diğer önemli bir başlık sağlık çalışanlarına yönelik şiddet hadiseleridir. Verilen sözlere rağmen, yapılan düzenlemelere rağmen sağlık çalışanları şiddetin hedefi durumdadır. Son olarak elinde pompalı tüfekle Kahramanmaraş’ın Onikişubat ilçesinde bir vatandaşımız sağlık çalışanlarını rehin almış, tehditler yağdırmış ve mesleklerini, görevlerini yapamaz hale getirmiştir. Harran Üniversitesi Tıp Fakültesinde vatandaşlar hastamıza bakmıyorsunuz diyerek henüz mezun bile olmayan stajyer hekimleri tehdit etmiş, korkutmuş ve mesleğini yapmaktan men etmiştir. Sağlık çalışanlarına yönelik magandalık hadiseler kabul edilebilir sınırları aşmıştır. Bu magandalığa sağlık bakanının acilen önlem alması şarttır” dedi.
“Gelen tepkiler üzerine değişen hukuk sistemi artık terk edilmelidir”
Kılıç, hukuk sistemine ilişkin eleştirisine şöyle devam etti: “Türkiye’de hukuk sistemi gelen tepkiler üzerine değişen hukuk sistemine dönüşmüştür. Biri gözaltına alınıyor, polisin büyük çabası var ama arka kapıdan salınıyor. Yarım saat sonra gelen tepkiler üzerine savcılık yeniden işleme alıyor ve bu sefer tutuklama kararı veriliyor. Gelen tepkiler üzerine değişen hukuk sistemi artık terk edilmelidir. Buradan Adalet Bakanımıza çağrıda bulunmak istiyorum; hakimlerimize savcılarımıza hangi güvence verilecekse verilsin, hangi eğitim verilecekse verilsin ama takım elbise kravata iyi hal indirimi olmayacağı gibi gelen tepkiler üzerine kararlarını değiştiren bir hukuk sisteminin varlığı da kabul edilebilir değildir. İnsanlar artık adaleti adliyede değil, sosyal medyada arar hale gelmiştir. Bunu haketmiyoruz. Ülke olarak bunu haketmiyoruz”
“Yaz saati-kış saati uygulamasına geri dönülmelidir”
Önümüzdeki aylarda saat farkı nedeniyle çocukların okula gitmrk üzere karanlıkta evlerinden çıkacağını belirten Kılıç, “Önümüze gelecek bir problem var; kalıcı yaz saati uygulaması! Bir kaç ay sonra çocuklarımız sabah ezanıyla okul servisine binmek üzere evlerden hareket edecekler. Tabi bu saatte hava karanlık, ezan bile okunmamış, servis kapıya gelmiş, köpekler sokaklarda Iğdır’da geçerli olan saatin Ankara ve İstanbul’da geçerli olması doğru bir uygulama değildir. Türkiye’nin en doğusunda gün doğmuş olsa bile iç Anadolu ve batıda hava karanlıktır. Bu günden yetkililerimizi yaz saati – kış saati şeklinde eskiden olduğu gibi hazırlığa başlaması için uyarıyoruz. Karanlıkta tehlikeler sokaktayken çocuklarımızı sokağa bırakmak istemiyoruz.” şeklinde konuştu.
“Göç dalgasının seyri ileride Anadolu topraklarına yönetebilecektir”
Orta Doğu’da yaşanan çatışaya değinerek Türkiye’nin alması gereken önlemleri sırayalayan Kılıç, şunları kaydetti: “Bölgemizi kan gölüne çeviren, dünyada cehennemi yaşatan İsrail siyonist terör örgütü. Gazze’ye yönelik terörist saldırılar Lübnan’a sıçramış bulunmaktadır. Saldırıları kınamak artık bir anlam ifade etmiyor. Dünyanın harekete geçmesi kaçınılmazdır. En başta söylemiştik İsrail’in Gazze’deki terörizmine tepki verilmediği takdirde İsrail devlet terörü siyonist projelerini gerçekleştirmek üzere komşu ülkelere yayılacak, sonra onların mücavir alanındaki ülkelere İsrail’in devlet terörü bulaşacaktır. Terörist İsrail’in ve soykırımcı Netanyahu’nun durdurulması Müslüman olsun olmasın bütün dünya liderlerinin boynunun borcudur. İsrail’le ticaretin başta Türkiye olmak üzere kağıt üzerinde değil dolaylı ticaret parametreleri kontrol etme suretiyle kesin ve net bir şekilde durdurulması lazımdır. İsrail’in Lübnan’a saldırıları bölgede bir göç dalgasını tetiklemiş bulunmaktadır. Lübnan’dan Suriye’ye devam eden göç dalgasının seyri ileride Anadolu topraklarına yönetebilecektir. Bu anlamda Türkiye’nin hem demografik yapımızı hem sınırlarımızı hem güvenliğimizi korumak üzere olası bir göç dalgasına yönelik önlemlerini bugünden itibaren alması devlet olmanın gereği, dış politikanın ödevidir.”