Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, partisinin İstanbul İl Başkanlığı’nda gerçekleştirdiği MYK toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, “Sistemin de koalisyonun da sürdürülmesi artık mümkün değildir. Erken seçim kapıdadır. Çare kapıdaki erken seçime kapıyı açmaktadır.” dedi.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, partisinin İstanbul İl Başkanlığı’nda gerçekleştirdiği Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası basın mensuplarına gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
“Cumhur İttifakı ortakları İmralı’ya özgürlükle, belediyelere kayyum arasında savrulmaktadır”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin dün yaptığı konuşmada ‘Öcalan’ çağrısını yinelemesi ve son günlerde yaşanan belediyelere kayyum ataması olaylarına tepki gösteren Suat Kılıç şunları söyledi:
“Cumhur İttifakı ortakları İmralı’ya özgürlükle, belediyelere kayyum arasında savrulmaktadır. Ortaklar nezaket cümleleriyle zevahiri kurtarsa da iplerin çok gergin olduğu görülmektedir. Sistemin de koalisyonunda sürdürülmesi artık mümkün değildir. Erken seçim kapıdadır. Çare kapıdaki erken seçime kapıyı açmaktadır. 2016 tarihli Kanun Hükmünde Kararname’ye dayandırılan kayyum atamaları aslında yasal dayanaktan yoksundur. Kanun Hükmünde Kararnameler sistemimiz gereği kural değil istisnadır. Olağanüstü dönemlere özgüdür. Türkiye Kanun Hükmünde Kararnameleri ortadan kaldırmalı, olağanüstü dönem olağanüstü rejim görünümünden kurtulmalıdır.”
“Bu sistem Türkiye’yi ekonomide ve siyasette hipertansiyona mahkum etmiştir”
Türkiye’nin içinde bulunduğu sistemin ekonomik kriz ve yüksek enflasyon dahil bütün sorunların kaynağı olduğunu belirten Kılıç, “Türkiye’nin bize özgü mevcut başkanlık sisteminden kaynaklanan yüksek tansiyonu kaldıracak gücü kalmamıştır. Tekrar altını çiziyorum. Türkiye’nin bize özgü mevcut başkanlık sisteminden kaynaklanan yüksek tansiyonu kaldıracak gücü kalmamıştır. Bu sistem başkanlık sistemi değildir, yarı başkanlık sistemi de değildir, Türk tipi başkanlık da değildir. Dünyada bir başka örneği olmayan tipsiz bir sistemdir ve sadece sorun üretmektedir. Sorunların sebebi olan bu sistem Türkiye’yi ekonomide ve siyasette hipertansiyona mahkum etmiştir. Ekonomik kriz ve yüksek enflasyon dahil bütün sorunların kaynağı olan bu sistemin çözüm üretmesi de mümkün değildir. Türk tipi başkanlık sistemini değiştirmeden bu gidişatı değiştirmek imkan dahilinde görülmemektedir. Yargıyı yasamayı ortak haklı dışlayan bu sistem, ekonominin yanında siyaseti de krize ve belirsizliğe sürüklemektedir.” dedi.
“Bir insan hem terör örgütü üyesi hem de Sayın olabilir mi?”
Geçtiğimiz günlerde Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün terör örgütü üyesi suçlaması kapsamında görevden alınması ve yerine kayyum atanmasına ilişkin de konuşan Suat Kılıç, “Kanun hükmünde kararnamelere dayalı kayyum atamaları bağlamında çok yaman bir çelişkiyle karşı karşıyayız. Terör örgütü üyesi olmak suçlamasıyla görevden aldıkları Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı’ndan Sayın Ahmet Türk diye söz ediyorlar. Madem ki Sayın o zaman hakkını koruyun, Sayın ise niye görevden alıp yerine kayyum atıyorsunuz? Bir insan hem terör örgütü üyesi hem de Sayın olabilir mi? Tam bir akıl tutulmasıyla karşı karşıyayız. Maalesef bu çetin gündem, hayat pahalılığının, geçim darlığının üzerine bir şal gibi örtülmüştür.” ifadelerini kullandı.
“Vatandaşın mutfağında yangın vardır”
Türkiye’nin en büyük sorununun ekonomik kriz ve açlık olduğunu, iktidarın da gündem değiştirmek için çeşitli yollara başvurduğunu söyleyen Kılıç şunları söyledi:
“İktidarın en büyük maharetinin gündem değiştirmek olduğu aşikardır. Herkes unutsa da biz hatırlatıyoruz. Türkiye’nin öncelikli gündemi açlıktır, yoksulluktur. Aylardır asgari ücret açlık sınırının altındadır. Asgari ücret yeni yılda otuz beş bin lira olmalıdır. En düşük emekli aylığı da asgari ücrete göre ayarlanmalıdır. Açlık sınırının altında çalışan ya da emekli bir tek vatandaşımız bırakılmamalıdır. Vatandaşın mutfağında yangın vardır. Gerçek gündemimiz ise siyasi çalkantıların gölgesinde kalmaktadır. Tekrar altını çiziyorum. Mutfakta yangın vardır. Türkiye’nin gerçek gündemi açlıktır, yoksulluktur. Ama İmralı tartışması, kayyum atamaları, Anayasa tartışmaları derken Türkiye’ye gerçek gündemi unutturulmakta, açlık ve yoksulluk deyim yerinde ise bastırılmaktadır. Bu konuya herkesin ve bütün kamuoyunun dikkatini bir kere daha çekiyor.”
“İmralı’ya özgürlüğün ardında Erdoğan’ın yeniden seçilmesi var”
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin dün yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden seçilebilmesi için yasa değişikliği yapılması gerektiğini söylemesi üzerine de konuşan Suat Kılıç, “Sayın Erdoğan’ın üç buçuk yıllık daha görev süresi varken, bu sürenin tartışmaya açılması ve adeta seçim yoluyla Erdoğan’ın görev süresinin daraltılarak seçimin öne alınması yönündeki çağrıları doğrusu biz de ilgiyle karşıladık. Buradan anlaşılıyor ki İmralı’ya özgürlük ya da Abdullah Öcalan’ın DEM Parti grubundan terör örgütüne silah bırakın çağrısı yapmasıyla ilgili gündemin arka planında aslında Sayın Cumhurbaşkanı’nın bir kez daha seçilmesine yönelik Anayasa değişikliği arayışı var. Yani barıştı, özgürlüktü, terörün bitmesiydi bir yana esas gündemin Sayın Cumhurbaşkanı’nın bir kere daha seçilmesine endeksli bir gündem olduğunu görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi erken seçim kararı almadığı takdirde son dönem Cumhurbaşkanlığı görevini yerine getirmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi erken seçim kararı alırsa seçime girme hakkını kullanabilecektir. Genel yorum bu yöndedir. Bizim temennimiz Türkiye’nin artık bu geçim darlığı ve ekonomik krizi kaldıramadığını gördüğümüzden dolayı acilen erken seçim kararı alınması yönündedir. Erken seçime gidilecek olursa da hiç kimsenin yasağı olmaksızın, hiç kimse kısıtlanmaksızın herkes demokratik hakkını kullanabilmelidir.” cümlelerini kullandı.
“Ha Trump ha Kamala diyoruz”
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki seçimin Donald Trump’ın kazanması üzerine kendileri için değişen bir şey olmadığını ve ABD’nin Siyonizm emrinde bir devlet görüntüsü verdiğini belirten Kılıç, şunları söyledi:
“Geçmişte ha Biden ha Trump demiştik. Bugün de Ha Trump ha Kamala Harris diyoruz. Bizim için değişen bir şey yok. Küresel güçler Amerika Birleşik Devletleri’ni dümen suyuna katmış götürüyor. Amerika Birleşik Devletleri bugün İsrail yanlısı politikalarıyla tam manasıyla Siyonizm’in emrinde bir devlet görüntüsü vermektedir. Önceki başkan bu konudaki duruşunu teyit ettiği gibi, yeni seçilecek başkanın da başka bir çizgi takip etmesi mümkün görünmemektedir. Burada bize düşen Türkiye Cumhuriyeti olarak güçlü olmaktır. İslam iş birliği teşkilatı olarak güçlü olmaktır. Kendi ayaklarımızın üzerinde durmaktır. Doğrularımızı hararetle savunmaktır. Bize Amerika’dan, İngiltere’den, Kanada’dan fayda yok. Kendi göbeğini kesecek olan biziz, kendimiziz. Biz bize yetecek hale gelebilirsek, limanlardan ticareti durdurabilirsek. İncirlik’teki, Kürecik’teki üsleri kapatabilirsek, İslam işbirliği teşkilatı olarak petrol ve doğalgaz vanalarını kısabilirsek Amerika Birleşik Devletleri’nde başkan kim olursa olsun politikalarını bize göre ayarlamak zorunda. Ama biz bize düşeni yerine getirmezsek, başkan kim olursa olsun politikalarını tabii ki İsrail’e ve Siyonizm’e göre ayarlayacaktır. Bunda kuşku yok.”
“Çözüm kayyum atamak değil, belediye meclisinden seçtirtmektir”
Görevden alınan belediye başkanlarının yerine kayyum atanmasının doğru olmadığını ve bunun yerine belediye meclisinden seçilmiş bir kişinin görevi devralması gerektiğini söyleyen Suat Kılıç,
“Öncelikle şunu ifade edelim kayyum atamaları konusunda hükümetin ilgili bakanlıkları mutlaka anayasa ve hukuk zemininde hareket etmelerini kendilerine tavsiye ettik. Bugün de tavsiyemiz budur. Sayın İmamoğlu bugün saat 17.30’da Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan Bey ile görüşecek. Orada da bizim duruşumuz yine devletin kamu kurumlarının anayasa ve hukuk çizgisinde kalmaları gerektiği yönündedir. Herhangi bir belediye başkanı görevden alınırken biz partisine göre muamele yapılmaması muamelenin tamamen hukuka göre yapılmasını ve tüm partiler için aynı hukukun geçerli olması gerektiğini savunuyoruz. Elbette ki bir belediye başkanı terör örgütü ile içli dışlıysa ve hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı varsa tabii ki görevden alınacaktır. Ama kesinleşmiş bir yargı kararı yoksa keyfi uygulamalarla belediye başkanlarının görevden alınması doğru değildir dediğimiz budur. Bundan sonra da bunu söylemeye devam edeceğiz. Öte yandan daha önce söyledik, bir kere daha ifade edelim bir belediye başkanı görevden alınıyorsa yerine kayyum atamak değil, belediye meclisinden yenisini meclis üyelerine seçtirtmektir. Doğru olan yasal olan, anayasanın gereği olan budur.” dedi.
“Olmayan bir seçimin ittifakını konuşacak değiliz”
Henüz alınmış bir seçim kararının olmadığını, dolayısıyla olmayan bir seçimin ittifakını konuşacak durumda olmadıklarını söyleyen Kılıç, “Ufukta henüz alınmış bir seçim kararı yok, bir milletvekili seçimi yok, bir Cumhurbaşkanlığı seçimi yok. Dolayısıyla olmayan bir seçimin ittifakını konuşacak değiliz. Ama bugün itibarıyla şu söylenebilir. Ne Genel Başkanımızın gündeminde Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik bir ittifak arayışı vardır, ne de bugünkü siyasal koşullarda herhangi bir partinin olası bir ittifak arayışına yönelik olarak bizimle görüşme yapması düşüncesi vardır. Bunlar bugün için çok çok erken konular. Şunu bilmenizi isterim ki yeniden Refah Partisi’nin gelecek Cumhurbaşkanlığı seçimindeki adayı Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan’dır.” cümlelerini kullandı.