Yenidoğan çetesi davasında 3.gün! Şok itiraflar…

Yenidoğan çetesi davasında 3.gün! Şok itiraflar…
Yayınlama: 20.11.2024
A+
A-

Yenidoğan çetesinin yargılanması 3.gününde devam ediyor. Sanık hemşire Cansu Akyıldırım, çetenin elebaşı Fırat Sarı hakkında çarpıcı itiraflarda bulundu.

İstanbul Bakırköy Adliyesi 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 47 sanığın duruşması devam ediyor. Dünkü duruşmada, sanık hemşire Hasan Basri Gök, Sarı’nın tanıdığı doktorlar aracılığıyla bebekleri 112’ye bildirilmeksizin sevk ettiğini belirtti ve Serdar Yüksel’in il dışı sevklerden her birinden 5 bin lira kazanç sağladığını ifade etti.

Gazetecilerin aktardığına  göre; duruşma sanık Cansu Akyıldırım’ın savunması ile başladı.

“Örgüt ya da çeteye üye olduğumu düşünmüyorum…”

Mahkeme Başkanı: Savunmanı yapacak mısın?
Cansu Akyıldırım: Öncelikle, 2012 ile 2019 yılları arasında farklı hastanelerde görev yaptım. 2019-2022 yılları arasında ise Reyap Hastanesi’nde çalıştım. Ancak, iddianamede Çorlu Reyap’ta çalıştığım belirtilmiş, bu doğru değil. 2023 yılında Özel TRG Hastanesi’nde hasta bakım müdürü olarak çalışmaya başladım. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum. Ben maaşlı çalışan biriyim. Bunun dışında, ailemden maddi destek alıyorum. Örgüt ya da çeteye üye olma suçlamasıyla ilgili böyle bir yapının var olduğunu düşünmüyorum.
Mahkeme Başkanı: İddianamede geçen “işletme” tabirinden ne anlaşılıyor? Bu işletme nedir?
Cansu Akyıldırım: Şöyle, Medicence başlığı altında bir işletme var. Ancak, yalnızca birkaç hastane bu kapsamda yer alıyordu. TRG ve Birinci Hastaneleri Medicence’den alım yapıyordu; Reyap ise bu kapsama dahil değildi.”
Mahkeme Başkanı: Peki, ‘danışmanlık’ dediğiniz şey nedir?
Cansu Akyıldırım: Hasta danışmanlığı aldığımız bir yer.

“Fırat Sarı ile sevgiliydim…”

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı ile samimiyetin var mıydı?
Cansu Akyıldırım: Evet, vardı. 3 yıldır ilişkim vardı. 2021-2023 yılları arasında.
Mahkeme Başkanı: Ne zaman tanıştınız?
Cansu Akyıldırım: 2019’da.

“Yönetime söyledim… Ya onlar da da ben dedim…”

Avukat: Hasan Basri Gök, Hakan Doğukan Taşçı ve Hüseyin Günerhan ile husumetin var mı?
Cansu Akyıldırım: Sevmem ama saygı duyarım. Tam husumet diyemeyiz ama birbirimizden hoşlanmayız.
Avukat: İşten çıkarmalarla ilgili yönetime tavsiyede bulundun mu?
Cansu Akyıldırım: Evet, Hakan Doğukan Taşçı ve Hüseyin Günerhan için yönetime söylemiştim. ‘Ya onlar ya da ben’ dedim.

“Serzenişte bulunuyordum…”

Hemşire Cansu Akyıldırım’ın ardından hemşire Çağla Durmuş’a sorular yöneltildi.

Mahkeme Başkanı: Kolluk ifadenin 43. sayfasında İlker Gönen ile bir konuşman var. “Artık bıraktım, ölüyor mu ne yapıyorsa” demişsin. Ne diyorsun?
Çağla Durmuş: Hastayı ihmal edecek şekilde bırakmak değil, serzenişte bulunuyorum.
Mahkeme Başkanı: “Malzemesizlikten gerginim” demişsin.
Çağla Durmuş: Malzeme temini konusunda sıkıntı yaşıyorduk.

“Doktor beye hastayı sunuyorduk, doktor bey kabul ederse ayarlamasını yapıyorduk…”

Mahkeme Başkanı, özel hastanelere ambulans gönderdiği söylenen ambulans şoförü Gıyasettin Mert Demir hakkında sorular yöneltti:

Mahkeme Başkanı: 328. sayfada geçen Gıyasettin Mert ile konuşman var. “Herkes nerede çalıştığımızı, nasıl yaptığımızı biliyor” demişsin. Gıyasettin de “Herkes aynı şeyi yaptığı için çok zor” demiş. Bu konuşmayı nasıl açıklıyorsun?
Çağla Durmuş: Burada işletme mantığından bahsediyorum.
Mahkeme Başkanı: Gıyasettin’i nereden tanıyorsun?
Çağla Durmuş: Bize hasta gönderirdi. Doktor beye hastayı sunuyorduk, doktor bey kabul ederse ayarlamasını yapıyorduk.
Mahkeme Başkanı: Gıyasettin ne yapıyordu?
Çağla Durmuş: Ambulans şoförüydü.
Mahkeme Başkanı: Ben hâkimim mesela, avukatlık yapamam, hukuki danışmanlık veremem. Gıyasettin 112 çalışanıyken bu hasta transferini nasıl yapabiliyordu?
Çağla Durmuş: Ben sadece hasta transferi yaptığını biliyorum.
Mahkeme Başkanı: Bakalım bir şey yakalayacaklar” demişsin. Neyi kastediyorsun?
Çağla Durmuş: Eksikliklerden bahsediyorum, çünkü vardı.
Mahkeme Başkanı: Ne anlamda eksiklikler?
Çağla Durmuş: Dosyalama işlemleri hakkında.

İddianamede yer alan bilgilere göre, Yalova’dan Bağcılar’a sevk edilen Sibel Karakoç’un bebeği Havvanur, yoğun bakımda solunum yoluna gıda kaçması nedeniyle yaşamını yitirdi. Olayla ilgili olarak hemşire Çağla Durmuş’a da soru yöneltildi

“Karakoç bebeği entübe ettik…”

Mahkeme Başkanı: Karakoç bebek kötüleştiğinde ne yaptınız?
Çağla Durmuş: Karakoç bebek kötüleştiğinde hemşire beni çağırdı. Entübe ettik. Hastanın müdahalesine başlıyoruz, bu sırada İlker Gönen ve Dursun Bey’e haber veriyoruz. Dursun Bey damar yolu da açıyor ama hasta dönmedi. Aileye bilgi verildi. Aile zaten il dışındaydı. Epikriz raporunu Mehmet yazdı.”
Mahkeme Başkanı: Mehmet nerede çalışıyordu?
Çağla Durmuş: TRG Hospital.
Mahkeme Başkanı: Doktor olarak kim vardı?
Çağla Durmuş: Dursun Bey vardı ama o an lavaboda mıydı bilmiyorum.
Mahkeme Başkanı: İlker Gönen ile neden senin daha çok konuşman var?
Çağla Durmuş: Bilgili bir hekim, ona danışıyorduk.

“Amaç daha fazla kazanç…”

Mahkeme Başkanı: Fırat Bey, hastalarda dosyada değişiklik yapmanızı istermiş. Nasıl bir değişiklik?
Çağla Durmuş: Şöyle yani, Fırat Sarı “Hastayı entübe göster” derdi.
Mahkeme Başkanı: Olması gereken ne?
Çağla Durmuş: Hasta neyse onu göstermek.
Mahkeme Başkanı: Burada Fırat Sarı’nın amacı neydi?
Çağla Durmuş: Daha fazla kazanç.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.