Zorluklara Rağmen Olumluya Odaklanmak!

Yayınlama: 19.02.2025
A+
A-

Hayata pozitif bakmak, çoğu zaman yanlış anlaşılan bir kavram. Sanki her şey yolundaymış gibi davranmak, acıları görmezden gelmek veya her olaya Pollyanna gibi yaklaşmak zorundaymışız gibi… Oysa gerçek iyimserlik, dünyaya pembe gözlüklerle bakmak değil, en karanlık anlarda bile ışığın nereden gelebileceğini görebilmektir.

Dünya zor bir yer. Bunu inkâr etmeye gerek yok. Her gün savaşlar, ekonomik krizler, çevre felaketleri ve adaletsizlik haberleriyle dolu. Üstüne kişisel sorunlarımız eklenince, bazen insanın içinden pozitif düşünmek gelmiyor. Ama işte tam da burada önemli bir ayrım var: Pozitif bakış açısı, kötüyü inkâr etmek değil, kötüye rağmen iyi bir şey yapabilme cesaretidir.

Bir sanatçıyı düşünelim. Bir tuvalin karşısına geçtiğinde, önce boşluğu ve belki de kaosu görür. Ama sonra o boşluğun içine bir renk bırakır, ardından bir tane daha… Sonunda ortaya çıkan resim, kaosun içinde bir anlam bulma çabasıdır. Hayata pozitif bakmak da böyledir. Gördüğün şey sadece karanlık olabilir ama elinde bir fırça var.

Bilim insanları, beynimizin sürekli negatif haberlere ve olaylara daha fazla odaklandığını söylüyor. Evrimsel olarak bu bizim hayatta kalmamız için gerekliydi. Ama günümüzde bu, bize sadece kaygı, öfke ve umutsuzluk olarak geri dönüyor. Pozitif bir bakış açısı geliştirmek, gerçekçi olmayan bir iyimserlik değil, beynimizi farklı bir düşünce biçimine alıştırmaktır.

Örneğin, her günün sonunda üç tane iyi şey yazmak… Küçük de olsa, gün içinde başımıza gelen olumlu şeyleri fark etmek, beynimizin odak noktasını değiştiriyor. Ya da sosyal medyada sürekli kriz haberlerine bakmak yerine, iyi şeyler yapan insanları da takip etmek… Çünkü neye odaklanırsak, dünyayı o şekilde görmeye başlıyoruz.

Hepimiz bir hikâyenin içindeyiz. Kimi zaman başımıza gelenler bizim kontrolümüzde değil ama nasıl tepki vereceğimiz bizim elimizde. Bazen kaybederiz, bazen yıkılırız, bazen her şeyin üst üste geldiğini hissederiz. Ama en zor anlarda bile ayağa kalkıp bir adım atabilmek, işte gerçek pozitif bakış açısı budur.

Bu dünyada iyi şeyler de oluyor. Yardım eden insanlar, mücadele edenler, yaratıcı düşünenler, hayata anlam katmaya çalışanlar… Onlardan biri olmak için, önce kendi içimizdeki iyiliğe inanmalıyız. Çünkü pozitif bakmak, dünyayı olduğundan farklı görmek değil, daha iyi bir hale getirmek için ilk adımı atmaktır.

Belki hemen büyük bir şey yapmana gerek yoktur. Belki sadece sabah kahveni içerken biraz daha yavaş yudumlamak, bir dostuna içten bir mesaj atmak ya da gün batımını gerçekten fark ederek izlemek bile yeterlidir.

Çünkü bazen dünyayı değiştirmek, sadece bir anlığına olsa bile, kendi dünyanı güzelleştirmekle başlar. Ve kim bilir… Belki de bugün attığın küçük bir adım, yarın bir başkasının umudu olur.

Hayata birlikte farklı açılardan bakmak, düşünmek ve umut etmek benim için çok değerli. Sizlerin yorumları, fikirleri ve katkıları bu yolculuğu daha anlamlı kılıyor. Birlikte daha nice ışık dolu satırlarda buluşmak dileğiyle..

Yazarın Son Yazıları
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.