Serdar Arseven ile Gündem: Siyaset Başıboş Köpek Sorununa Çözüm Üretebilecek mi?

Serdar Arseven ile Gündem: Siyaset Başıboş Köpek Sorununa Çözüm Üretebilecek mi?
Yayınlama: 12.03.2025
A+
A-

Türkiye’nin gündemi, Türkiye’yi seven herkesin avucunda bir kor gibi. Türkiye’nin kendisi yüreklerimizi ısıtıyor ama gündemi ise yakıyor. Meslek büyüğüm ve usta gazeteci sayın Serdar Arseven ile Türkiye’nin gündemine ilişkin konuşmaya, dertleşmeye devam ediyoruz. Ben soruyorum, Serdar Arseven ağabey içtenlikle cevaplıyor. Sözü fazla yormadan soru-cevaplarımıza geçelim…

Miraç Yinanç: Başıboş köpekler meselesiyle ilgili olarak birçok yazı yazdınız, konuşma yaptınız. Bunca canımızın, çoluk çocuğumuzun hayatını kaybetmesinden dolayı tepkinizi dile getirdiniz. Adalet Bakanı, sorumlular hakkında adli ve idari tahkikat açılacağını söyledi. Ne dersiniz, ümitvar olabilir miyiz?

Serdar Arseven: Ben “Yeter artık, yeter artık, yeter artık!” diye adeta bağırıp çağırdım. Gerçekten de insanın vicdanı hançer batırılmışçasına kanıyor. Bebeklerin sokaklarda parçalandığı bir ülke düşünün. Yaşlıların sabah namazı yollarında parçalanma korkusu yaşadıkları bir ülke düşünün. Yüzün çok üzerindeki insanımızı başıboş köpek saldırılarında kaybetmişiz ve bu noktaya kadar gerekenler maalesef yapılmamış. Efendim, şu kadar para cezası… İnsan hayatından bahsediyoruz, insan! İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. Aileyi yaşat ki devlet yaşasın. İnsanımızın durumu ortada. Ailemizin durumu ortada. İnsanlarımız otellerde yanıyor, sokaklarda parçalanıyor.

Elbette bunların sorumluları olması lazım. Küçük bir apartmandaki yönetici bile ihmalden dolayı yargılanabilirken bu kadar canımız gitmiş, insanlarımız başıboş köpek saldırıları sonucu hayatlarını kaybetmiş, yaralanmış, pek çok ailenin içine ateş düşmüş, birçok çocuğumuz ömür boyu etkisinden kurtulamayacakları fiziki ve psikolojik travmalarla karşı karşıya kalmış. Ve biz her seferinde “Bundan sonra olmayacak, gereken yapılacak” sözlerini işitiyoruz. Bir an, parçalananın kendi çocuğun ya da torunun olduğunu düşünüyorsun. Acaba ne yaparsın, ne hissedersin?

Miraç Yinanç: Bu sorunda neden ortak bir hassasiyet oluşmadı, neden kutuplaşıldı?

Serdar Arseven: Sokaklarda parçalanan insanların ailelerine baktığınız zaman, haliyle çoğunun dar gelirli, geçim sıkıntısı çeken insanlar olduklarını görüyorsunuz. Çünkü özel korumalı alanlarda yaşayanlar, sitelerinden, villalarından lüks araçlarıyla çıkıyorlar. Plazalarına girip asansörle ofislerine ulaşıyorlar. Kimilerinin şoförleri var, kapıdan alıp kapıya bırakıyorlar. Başıboş köpeklerin bunlara ulaşma imkânları yok; ulaşabildikleri sokaklardaki vatandaşlarımız. Maalesef o vatandaşlarımızın da sesine çok fazla kulak veren olmadı.

Bizler, bizim gibiler, hayvanların güvenliği için de öncelikle insanın güvenliğini sağlamak gerektiğini söyledik. Bundan dolayı çok hakaretler de işittik. Ama bugüne kadar adli tahkikat boyutuna işi taşıyamadık. Şimdi Sayın Adalet Bakanı, başıboş hayvan meselesinin ertelenemez bir mesele olduğunu söylüyor. Gerekli hukuki cezaların uygulanacağını söylüyor. Çok geç oldu ama zararın neresinden dönülse kâr.

Miraç Yinanç: 5199 sayılı kanunda bir düzenleme yapıldı ve belediyelere sorumluluk verildi. Buradaki kabahat belediyelerde mi?

Serdar Arseven: 2004 yılında çıkartılan 5199 sayılı kanunla sokakların hayvanlarla insanların ortaklaşa paylaşacakları yerler olduğunu söyleyenleri sevindiren bir adım atılmış oldu. Çocuklar parklarda oynayacak ve orada bir sürü başıboş köpek olacak. Biz buna itiraz ettik. Bu sefer bazıları, “Köpek öyle durup dururken saldırmaz.” diyerek insanları ve bebekleri suçlamaya başladı.

Biz bu süreç içerisinde bu işin arkasındaki rantları ortaya koyduk. Meselenin çoğu için tamamen duygusal olduğunu söyledik. Başıboş köpeklere işkence ve eziyet etmeden, kısırlaştırma yoluyla sorunun çözüme kavuşturulabileceğini söyledik. Ama 2004 yılında toplam sayısı yüz bin olan başıboş köpekler hızla üreyip yayılarak kimi tahminlere göre 20 milyona ulaştı. Birçok rakam dolaşıyor: 8 milyon, 10 milyon, 15 milyon, 20 milyon… Hepsi korkunç rakamlar.

Bir ara belediyeler bunları alıp ormanlara bıraktı. Cins köpekleri satın alıp belli bir süre sonra sokaklara, ormanlara bırakanlar oldu. Mesele, farklı hayvan türlerinin nesillerini tehdit eden bir hale geldi. Ormanlarda geyikler, ceylanlar, tavşanlar, kurtlar, tilkiler… Tabiatın bir dengesi var, bu denge bozuldu. Sözde hayvanseverler bir türün diğer tür hayvanları tüketmesine bir şey demediler. Köpekler sokaklardaki kedilerin neslini kuruttu.

Tabii her şeyin merkezinde insan var. Bebeğin parçalanışını görünce iyice isyan ediyor vicdanlar. Kimileri parti meselesini düşünüyor. Bundan siyasi olarak kimin zarar görüp görmeyeceği bile konuşuluyor. Olacak şey değil tabii.

Biz çok basit bir şey söylüyoruz: İnsanımız okuluna, camisine, pazarına güven içerisinde, başıboş köpekler tarafından parçalanma endişesi taşımadan gidebilsin. Biz çocukken hayli uzun mesafedeki okulumuza kendimiz gider gelirdik. Şimdi öyle bir mesafeye çocuğu göndermek gerçekten cesaret ve gözü karalık ister.

Sizin dediğiniz gibi, 5199 sayılı kanunda bir düzenleme yapıldı 2024 senesinde. Belediyelere görev verildi. Milyonlarca köpekten bahsediyoruz. Bunların hepsini bakımevlerinde toplamak kolay iş değil. Bunu sürdürebilmek kolay değil. Artık bir şeyler yapılacak. O bakımevlerinin maliyetleri büyük iş adamlarına yüklenecek. Bölgelerdeki turistik tesisler, restoranlar, lokantalar harekete geçecek ve bu iş çözülecek.

İnsan hayatı esas. Bununla birlikte bu işten siyaset kurumu da büyük zarar görüyor. Çünkü vatandaş, birçok meselede olduğu gibi bu meselede de siyasetin çözüm üretemediğini görüyor ve söylüyor. Siyasetin çözüm üretemediği dönemlerde ne olur, bununla ilgili geçmişten kalan birçok acı tecrübemiz var.

Miraç Yinanç: İktidar bugüne kadar başıboş köpekler meselesinde söylemden çok da öteye gidememişti. Başıboş köpek lobisinin ortalığı ayağa kaldırmasından mı çekindi acaba?

Serdar Arseven: Onu bilemem. Eğer ondan çekindiyse kendisine ve iktidar mensuplarına tavsiyem; sessiz çoğunluktan daha çok çekinsinler. Şunu rahatlıkla ifade edebilirim ki, bu memlekette yaşayan insanların en az yüzde 90’ı başıboş köpek meselesinden dolayı endişeli. Siyasetin gereği bu meseleyi çözüme kavuşturmak.

Umarım Sayın Adalet Bakanı’nın sözlerinden sonra çözüme dönük adımlar atılır ve sorumlular cezalandırılır. İnşallah, hiç olmazsa bundan sonra başıboş köpek saldırısı duymayız. Yedi düvele meydan okuma iddiasındaki Türkiye’nin bir başıboş köpekler, bir de fırsatçı marketler meselesini halledememesini elbette anlayışla karşılayamayız.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.