Gazze’de bir baba, hayatının en karanlık sabahına uyandı. Altı oğlunu aynı anda kaybetti. Ve onları son yolculuğuna kendisi uğurladı.
Terör devleti İsrail’in Gazze Şeridi’nde Deyr Belah kentine düzenlediği İHA saldırısında, Ebu Mehdi ailesi bir araca binmiş, güvenli bir yer arıyordu. Araçta silah yoktu, üniforma yoktu, sadece hayatta kalmak için kaçan insanlar vardı. Ama İsrail roketi o aracı buldu. Ve Ahmed, Mahmud, Muhammed, Mustafa, Zeki ve Abdullah Ebu Mehdi oracıkta hayattan koparıldı.
“Ben Onların Babasıyım, Ama Aynı Zamanda İmamları Oldum”
Saldırının ardından herkesin yüreğini dağlayan bir görüntü sosyal medyaya düştü. Acılı baba Hacı İbrahim Ebu Mehdi, evlatlarının cenaze namazını bizzat kendisi kıldırdı. Sözleri değil, gözleri konuşuyordu. O görüntü, “Bir babaya bundan daha büyük bir sınav olabilir mi?” sorusunu bir kez daha gündeme taşıdı. O acı, sadece Ebu Mehdi ailesinin değil, tüm Gazze halkının ortak yasına dönüştü.
Savaş Suçu ve Soykırım
Katil İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları devam ediyor. Son ateşkesin sona ermesinin ardından şiddet yeniden tırmandı. 18 Mart’tan bu yana yalnızca üç haftada, 1.574 Filistinli hayatını kaybetti. Toplam can kaybı ise 50 bini geçti. Her biri bir ailenin çocuğu, kardeşi, annesi, babası…
İnsan hakları savunucuları, “Bu sadece bir çatışma değil. Sistematik bir yok etme politikasının canlı tanıklarıyız” diyerek uluslararası kamuoyuna sesleniyor. Ama dünya sessiz. Sessizliği yalnızca toprağa verilen çocukların isimleri bozuyor.
Altı kardeşin ölümü, bir ailenin değil, bir halkın nasıl her gün eksildiğinin simgesi oldu. Çünkü Gazze’de bir istatistik daha değil bu: Bu, altı ayrı geleceğin toprağa gömülmesiydi.