ABD’de Tufts Üniversitesi’nde doktora eğitimi gören Türk vatandaşı Rümeysa Öztürk, 25 Mart 2025 akşamı Massachusetts’in Somerville bölgesinde, iftar için evinden çıktığı sırada ICE (Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi) ajanları tarafından gözaltına alındı.
Öztürk’ün, üniversitenin İsrail’in Gazze’deki politikalarına verdiği tepkisizliği eleştirdiği bir yazıya imza atmasının ardından “Hamas’a destek” suçlamasıyla vizesinin iptal edildiği iddia edilirken, bu durum hem ABD’de hem de uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
“Özgürlükler Ülkesi” İfade Özgürlüğünü Susturuyor
Rümeysa Öztürk, lisans eğitimini İstanbul Şehir Üniversitesi’nde tamamladıktan sonra Columbia Üniversitesi Teachers College’da yüksek lisans yapmış ve Tufts Üniversitesi’nde Fulbright bursiyeri olarak “Çocuk Eğitimi ve İnsan Gelişimi” alanında doktora yapmaktaydı.
Öztürk, 26 Mart 2024’te Tufts Daily gazetesinde, birkaç arkadaşıyla birlikte Gazze’ye yönelik destek çağrısı yapan ve İsrail’in politikalarını “soykırım” olarak nitelendiren bir yazı yayımlamıştı.
Kendisinin, İsrail karşıtı öğrencileri fişlediği iddia edilen “Canary Mission” adlı internet sitesinde hedef gösterildiği belirtilirken, ağabeyi Dr. Asım Öztürk, Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada kardeşinin “Filistin hususunda provokatif veya saldırgan bir eyleme karışmadan sadece üniversitenin yaklaşımını eleştirdiğini” söyledi.
Bununla birlikte, “ifade özgürlüğü ve akademik özgürlüğe yönelik ağır bir saldırı” olarak görülen bu gözaltı, ABD’nin İsrail’e sınırsız desteğinin bir yansıması olarak yorumlanıyor.
ABD’nin Zorbalık Düzeni
İç Güvenlik Bakanlığı (DHS) sözcüsü McLaughlin, Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada, “Hamas’ı destekleyici faaliyetlerde bulunduğunun tespit edildiğini” iddia ederek, “öğrenci vizelerinin bir hak değil, ayrıcalık” olduğunu vurguladı.
Ancak Öztürk’ün avukatı Mahsa Khanbabai, müvekkilinin gözaltına alınmasının hukuksuz olduğunu belirterek, 20 saat geçmesine rağmen herhangi bir suçlama yöneltilmediğini ve vizesinin hâlâ geçerli olduğunu açıkladı.
Bu gözaltının, Trump yönetimi döneminde başlayan ve İsrail karşıtı görüşleri “antisemitik” olarak değerlendiren politikanın devamı olduğu belirtiliyor. Massachusetts Temsilciler Meclisi Üyesi Ayanna Pressley, Türkiye Gazetesine yaptığı açıklamada “Bu, ifade özgürlüğüne ve anayasal haklara korkunç bir ihlal” diyerek tepki gösterdi.
Mahkeme Kararına Rağmen Başka Bir Eyalete Nakledildi!
Öztürk’ün gözaltına alınmasının ardından, Boston’daki Federal Yargıç Indira Talwani, kendisinin Massachusetts dışına çıkarılmaması yönünde karar aldı. Ancak buna rağmen Louisiana’daki South Louisiana ICE İşleme Merkezi’ne nakledildiği öğrenildi.
Avukatı Khanbabai, bu naklin mahkeme kararından önce mi sonra mı yapıldığının belirsiz olduğunu ifade etti.
26 Mart Çarşamba günü öğleden sonra, Öztürk’ün Louisiana’daki Basile ICE İşleme Merkezi’nde tutulduğu ICE sisteminde görüldü.
Bu hukuksuz süreç, ABD’nin Filistin konusunda farklı bir görüş dile getirenleri susturmaya yönelik baskıcı politikalarını bir kez daha gözler önüne serdi.
İfade Özgürlüğü ve İnsan Hakları Tehdit Altında
ABD’de Filistin yanlısı protestoların bastırılması, aktivistlerin ve öğrencilerin fişlenmesi, akademisyenlerin işlerinden edilmesi gibi uygulamalar giderek artıyor.
Rümeysa Öztürk’ün durumu da, bu baskıcı politikaların uluslararası öğrencilere kadar uzandığını gösteriyor. Peki, ABD gerçekten “özgürlükler ülkesi” mi, yoksa İsrail yanlısı politikalarının sınırlarını aşan bir otoriterleşme sürecine mi giriyor?