Yeniden Refah Partisi Fatih Erbakan, siyasette normalleşme adımlarına ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Kutuplaşma, gerginlik, çatışma yerine istişarenin, müzakerenin, diyaloğun faydalı olacağı görüşüne sahibiz. Bizim ile ilgili de herhangi bir partiden veya iktidar kanadından bir talep olursa, tabii ki bizde görüşürüz, fikirlerimizi ifade ederiz” dedi.
Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan, partisinin genel merkez binasında düzenlediği Aylık Olağan İl Başkanları Toplantısında gündem ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
‘Vatandaş limon gibi sıkılıyor’
Erbakan, yeni ekonomi yönetiminin 1 yıllık karnesini değerlendirerek, “Döviz kurlarının yüzde yüz arttığını, enflasyonun yüzde 75 oranında arttığını yani yüzde 40’lardan yüzde 75’lere gelmiş. Faizler, yüzde 488 oranında artmış yani faizler 7 katına çıkmış. Ekmek 4 liradan 10 liraya fırlamış. Bekar bir işçinin yaşama maliyeti 13 bin liradan 24 bin liraya fırlamış. Döviz 18 liradan şimdi 32 liraya fırlamış, Akaryakıt 20 liradan şimdi 42 liraya fırlamış. Sayın Maliye Bakanı’nın idaresindeki ekonomi yönetimi direksiyona geçtiğinde yani geçen sene bu zamanlarda enflasyon yüzde 38.21’di. Birkaç gün önce Mayıs ayı enflasyon rakamları açıklandı, yüzde 75,45’e gelmiş. Yani biraz önce söylediğim gibi enflasyon bu ekonomi yönetiminin son 1 senelik performansıyla yüzde 75 artmış. Yüzde 38’den yüzde 75.45’e gelmiş. Dolar 18 liradan 32 liraya yükseldi. Yüzde yüze yakın bir artış. Politika %8,5’ten %50’ye yükseldi, yani yaklaşık 6 kat artış. Bunlara ek olarak, acı reçete sürekli olarak dar gelirliye ve vatandaşa kesildiği için, son 1 senede vergilerde yüzde 120’lik artış oldu. Tabii bir de icat edilen yeni vergileri de kattığımız zaman vatandaşın vergi yükü son bir senede yüzde 200 artmış oldu. Yani enflasyon bir yandan vergiler bir yandan vatandaş limon gibi sıkılıyor ve suyu çıkıyor” ifadelerini kullandı.
‘Büyüme millet için fakirleşerek büyümedir’
85 milyon vatandaşın bu ekonomik koşullarda hayatta kalmasının mucize olduğunu kaydeden Erbakan, “Tüm bunlara karşılık TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerine göre Türkiye son 15 çeyrektir büyümeye devam etti. Yani 2020’nin üçüncü çeyreğinden 2024’ün birinci çeyreğine kadar tam 15 çeyrek boyunca, aralıksız büyümeye devam etti. Son açıklanan rakamlara göre, 2024’ün ilk çeyreğinde yüzde 5,7 büyüdük. Peki bu büyüme rakamları neyi gösteriyor? Elbette ki millet için hiçbir şeyi göstermiyor çünkü bu büyüme maalesef millet için fakirleşerek büyümedir. 15 çeyrek boyunca, 2020’den 2024’e kadar sürekli büyümüş, son 2024 başında yüzde 5,7 büyümüş ama esnafın, memurun, emeklinin, işçinin, dar gelirlinin, çiftçinin, köylünün büyüme değil, küçülmeden başka bir şey yaşadığı yok” şeklinde konuştu.
‘Türkiye tarihinin en yüksek 4. enflasyon dönemini yaşıyoruz’
15 çeyreklik büyüme sürecinde vatandaşın alım gücünün düştüğünü belirten Erbakan, “Türkiye aralıksız büyürken enflasyon yüzde 375 artmış. Bir yandan büyüyoruz diyoruz bir yandan enflasyon 5 katına çıkmış. Vatandaşın alım gücü 5 kat erimiş. Dolar kuru 6,8 liradan 32 liraya çıkmış. Yani Türkiye büyüyor derken paramız 5 kat değersizleşmiş. 15 çeyrektir büyüyoruz ama vatandaşı yoksullaştırıyoruz. Bu nasıl bir matematiktir, bu nasıl bir büyümedir, bunu sormak istiyorum. Bu büyüme ekonomi literatürde ifade edildiği gibi yoksullaştırarak büyümedir. Alım gücünün erimesi, vatandaşın gelir seviyesi, enflasyon ortada, böyle bir noktada vatandaş için büyümeden ve zenginleşmeden asla söz edilemez. Türkiye son 60 yıldaki en yüksek 4’ncü enflasyon dönemini yaşıyor. Bir tanesi 1980, 12 Eylül Darbesi sonrasında yüzde 115’e çıkmıştı. İkincisi 1994’te 5 Nisan kararları sonrasında o büyük ekonomik krizde yüzde 125’e çıkmıştı ki o zaman Asya krizi dönemiydi ve 1997’de 28 Şubat Darbesinden sonra yüzde 99’a fırlamıştı. O zaman da gene Asya ve Rusya krizlerinin etkisi vardı. Yani darbe dönemleri dışında ilk defa bu kadar yüksek bir enflasyon dönemine ulaştık” dedi.
‘İnsanlarımızla adeta dalga geçiliyor’
Erbakan, Emeklilerin tatil yapabilmeleri için öğrenci ve kamu sosyal tesislerinde uygulanan yüzde 15’lik indirime ilişkin, “5 gün karı-koca emekli çiftçin bir kamu sosyal tesisinde veya yurtta konaklaması, kahvaltı ile beraber 5 bin 750 lira olacak. 2 bin lirada geliş-gidiş iki yol masrafını eklerseniz 7 bin 750 lira. Ne kadar en düşük emekli maaşı? 10 bin lira. Yani 5 gün o ay tatil yapacağım diye geri kalan 25 günü aç geçirmek zorunda kalıyor. Verilen müjde bu. Milletin gerçeklerinden, gündeminden kopuk ve maalesef emeklinin emekçinin halinden anlamayan müjdelerle üzülerek ifade ediyorum, insanlarımızla adeta dalga geçiliyor. Böylesi ekonomik gerçeklerden uzak vaatler, yıllarca çalışıp prim ödeyip, yaşlılığında insanca bir hayat sürmek isteyen milyonlarca emekliye aslında yapılan çok uygun olmayan bir muameledir. Tabii bununla beraber 3 bin lira bayram ikramiyesi, bugün 100 dolar bile yapmıyor” diye konuştu.
Milyonlarca çiftçiye adeta ‘siz ekmeyin, ekerseniz sizi cezalandırırız’ deniliyor
Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) açıkladığı buğday alım fiyatlarını da değerlendiren Erbakan, “Çiftçinin girdi maliyetleri yüzde 50 artıyor, siz çiftçinin buğdayına, arpasına yüzde 13 ila yüzde 25 arasında zam yapıyorsunuz. Çiftçiyi de ezmeye devam ediyorsun. Sadece mazot son 1 yılda yüzde yüzün üzerinde zamlandı. Tarım sigortaları son 1 yılda yüzde 38 oranında zamlandı. Bu çiftçiyi ezmek demektir aynı emeklinin ezilmesi gibi. Makarna, ekmek, simit fiyatı, yüzde yüz, yüzde 300 oranlarında artarken çiftçinin alacağı taban fiyatı yüzde 25 artıyor. Yani sadece çiftçi, köylü ve hububat üreticisi bu piyasada ezilmeye devam ediliyor. Milyonlarca çiftçiye, ‘Siz ekmeyin, ekerseniz sizi cezalandırırız’ demiş olunuyor” ifadelerini kullandı.
İktidara asgari ücret çağrısı: En az 25 bin lira olmalı
Mevcut ekonomik şartlarda Temmuz ayında asgari ücrete zam yapılmasının kaçınılmaz olduğunu kaydeden Erbakan, hükümete çağrıda bulunarak, “Asgari ücretin en azından 25 bin lira seviyesine çekilmesi lazım ve aynı zamanda en düşük emekli maaşının da asgari ücret seviyesine getirilmesi lazım. Bu insanlar gerçekten de perişan haldeler. Her gittiğimiz Anadolu programında emekliler ve dar gelirliler önümüzü kesiyorlar ve isyan ediyorlar. O adımların atılması ve iktidarın geçmişte sıkça kullandığı ve bugünlerde kullanmadıkları, Şeyh Edebali’nin sözünü hatırlatmamız lazım, ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.’ Asgari ücretli perişan, emekli 10 lirayla asgari ücretli 17 bin lirayla nasıl geçinecek. Kurban kesemiyor, bayram gelecek diye korkuyor” şeklinde konuştu.
‘İktidar kanadında görüşme talebi olursa değerlendiririz’
Genel Başkan Erbakan, konuşmasının sonunda bir gazetecinin siyasetteki normalleşme sürecine nasıl değerlendirirsiniz sorusu üzerine, “Biz her zaman Yeniden Refah Partisi olarak, siyasetin centilmen bir şekilde yapılması, siyasetin nezaket kuralları içerisinde yapılması ve bunun bir savaş olmadığı görüşümüzü ifade ediyoruz. Hatta Yeniden Partimizi kurduğumuz gün itibariyle söylediğimiz, siyasete nezaket ve zerafet getireceğimizi diyoruz. O nedenle kutuplaşma, gerginlik, çatışma yerine istişarenin, müzakerenin, diyaloğun faydalı olacağı görüşüne sahibiz. Bizim ile ilgili de herhangi bir partiden veya iktidar kanadından bir talep olursa, tabii ki bizde görüşürüz, fikirlerimizi ifade ederiz” diye konuştu.