Erbakan’dan vahşi cinayetler sonrası hayati çağrı: “İdam Meclis’e gelsin!”

Erbakan’dan vahşi cinayetler sonrası hayati çağrı: “İdam Meclis’e gelsin!”
Yayınlama: 05.10.2024
A+
A-

Dün işlenen vahşi cinayetler sonrası Ceza ve İnfaz Reformu çağrısında bulunan Yeniden Refah lideri Erbakan, idamın da Meclis gündemine gelmesi gerektiğini belirterek, “Milletimizin vicdanında derin yaralar açan Narin Güran cinayeti sonrasında bu gibi cinayet vakalarının önüne geçilebilmesi adına idam cezasının da TBMM gündemine alınması gereklidir.  Yeniden Refah Partisi olarak, en başından beri cezaların caydırıcı olması gerektiğinin altını çiziyoruz. Adalet zalime hak ettiği cezayı vermedikçe, ülkemiz huzur bulamaz.” Şeklinde konuştu.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, partisinin Genel Merkezinde düzenlenen Ekim Ayı Aylık Olağan İl Başkanları Toplantısı öncesi gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

“Milletimizin 2028’e kadar bekleyecek tahammülü kalmadı”
Ekonomik sıkıntıların vatandaş için artık dayanılmaz bir noktaya geldiğini söyleyen Erbakan, “Bunu hem milletimiz dile getiriyor hem de tabii ki ekonomik veriler, matematik veriler bunu açık bir şekilde ortaya koyuyor. Biz de milletimizle her zaman iç içeyiz ve eylülde gerçekleştirdiğimiz Anadolu Buluşma programlarımızda da ekonomik sıkıntılar dolayısıyla büyük bir Feryatla karşı karşıya olduğumuzu gördük. Bu sıkıntılar karşısında Türkiye’nin çıkış yolunun erken seçim olacağını ifade etmiştik. 2028’e kadar beklemeye tahammülü kalmamış milletimizin feryadını görüyoruz. Milletimiz bunalmış bir çözüm istiyor bu çözümün de mevcut iktidarla olmayacağına inanıyor ve bir değişim olması gerektiğini açık bir şekilde ifade ediyor.” Dedi.

“Veriler Erken Seçim diyor”
İktidarın 22 senede ortaya koyduğu ekonomi anlayışını verileriyle ortaya koyan Erbakan, şöyle konuştu:
“Mantıken ve verilere baktığımızda Türkiye’de erken seçimin olması gerektiği ortaya çıkıyor. İktidarın ekonomik anlamda bundan sonra ülkeyi nereye götürebileceklerini de en önemli göstergesi bu 22 senede yapılanlar… Kamunun borcu neredeyse 130 milyar dolardan 250 milyar dolarlar seviyesine gelmiş. Dış borcu Türkiye’nin 113 milyar dolardan 512 milyar dolara gelmiş. Vatandaşın bankalara borcu 6 milyar TL’den 5.3 trilyon TL’ye gelmiş 22 senede… Mevcut iktidar 2002-2024 arasında 598 milyar dolar faiz ödemiş. 273 adet devlet varlığından satıla satıla elde avuçta bir şey kalmamış. Dolar kuru 1,2 liradan 34 TL’ye çıkmış ve dış ticaret açığı Türkiye’nin 17 milyar dolardan yıllık 106 milyar dolar seviyesine kadar gelmiş. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye’de halkın %45’i açlık sınırının altında, %85’i de yoksulluk sınırının altında gelire sahip.”

“İktidar Mikrofon Mücahitliği yapıyor”
İsrail’in Gazze ve Lübnan’daki saldırılarına ilişkin ‘Ateş çemberi etrafımızı sarmış ve adım adım Türkiye’ye doğru geliyor’ diyen Erbakan, iktidarın İsrail’e karşı gerekli adımları atmadığını ileri sürerek şu sözlerle eleştirdi:
“Terörist İsrail Gazze yerle bir ettikten sonra şu anda Lübnan’a saldırıyor. Bizim Milli Görüş olarak 50 seneden beri ifade ettiğimiz gibi tehlike adım adım Türkiye’ye doğru geliyor. ‘Büyük İsrail Arzı mevud’ projesi asıl olarak hedefinde Türkiye olan bir projedir. bunu merhum Erbakan hocamız 50 sene önce söyledi şimdi Lübnan Ürdün Suriye derken İran’ın ve Türkiye’nin de çökertilmesi Allah muhafaza buyursun ve Nevşehir’de Kayseri’den başlayıp Medine-i Münevvere‘ye kadar ve Nil ile Fırat arasındaki bölüm kadar toprağın İsrail’e katılması,  büyük İsrail’in kurulması… Böyle bir tablo karşısında mevcut iktidar ne yapıyor?  Üzülerek ifade ediyorum ki ‘Mikrofon Mücahitliği’ yapıyor… Konuşmak, kınamak, eleştirmek, lanetlemek, bağırıp çağırmak… Bunların hiçbirine çözüm olmadığını İsrail’in kurulduğu günden bugüne kadar çok iyi biliyoruz 1948’den beri lanetleniyor, bağırılıyor çağırılıyor ama hiçbir çözüm olmuyor. Siz 22 sene boyunca iktidarınız boyunca D-8’i önemsemediniz ve D-60 hedefine ulaşmak için herhangi bir adım atmadınız, tam tersine Amerika’da Irak işgaline destek oldunuz, Büyük Orta Doğu projesine destek oldunuz ve şimdi çıkıp İsrail’e bağırıp çağırıyorsunuz. Tabii ki bu tablo karşısında biz de size ‘Mikrofon Mücahidi’ demekten başka bir çare bulamıyoruz. ‘İncirlik’i, Kürecik’i kapatın’ diyoruz öyle bir adım atmaktan uzaksınız. İsrail’in NATO’da ofis açmasına onay verdiniz. İsrail ile ticareti 20 senede dört misline çıkarttınız. İsrail’in OEDC üyeliğine onay verdiniz. 7 Ekim’den sonra dahi ticarete devam ettiniz. Seçimlerdeki mağlubiyet sonrasında seçim sonrasında ticareti kısıtlayan kadar 7 Ekim olaylarından sonra bile halen daha o Gazze katliamına rağmen ticarete devam ettiniz.”

“Yolsuzluk, usulsüzlük sıradanlaştı, israf devasa boyuta çıktı”

Genel Başkan Erbakan, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Sayıştay Başkanlığı’nın kamu kurum ve kuruluşları için açıkladığı  ‘2023 Denetim Raporları’ yolsuzluk ve usulsüzlüklerin sıradanlaştığını, israfın, denetimsiz harcamaların devasa boyutlara vardığını ortaya koydu. 2023 Sayıştay Denetim Raporları,Kamu kaynaklarının heba edildiğini, imtiyazlı holdinglere, iktidara yakın şirketlere kamu üzerinden haksız kazançlar aktarıldığını ortaya çıkarıyor. Merkez Bankası gibi kurumsal yapısı en üst düzeyde olan köklü kurumlarda bile ‘adrese teslim’ ihaleler tespit edildi.  Merkez Bankası’nın 2023 yılında yaptığı 86 ihalenin 70’inde usulsüzlük tespit edildi. Kamu İhale Kanunu’nun ‘istisnai durum’ diye nitelendirdiği ‘ihalesiz alımların’ yaygınlaştığını ortaya koyan Sayıştay Raporu, neredeyse tüm kamu kesiminde yolsuzluk, israf ve usulsüzlüklerin olağan hale geldiğini ortaya koydu. Özellikle Şehir Hastaneleri ile ilgili yapılan değerlendirmeler, iktidar müteahhitlerince inşa edilerek işletilen bu hastanelerin Sağlık Bakanlığı bütçesinin büyük bölümünü tükettiğini, çok ciddi usulsüzlüklerin söz konusu olduğunu, yapılan uyarılara rağmen bu usulsüzlüklerin giderilmediğini ortaya koyuyor. Sayıştay’ın raporlarına ve taleplerine rağmen görevliler ve sorumlular hakkında hiçbir dava, soruşturma açılmaması iktidarın bürokraside ve kamu kurumlarındaki bu tabloyu ‘olağan’ karşıladığını gösteriyor”

“Ceza ve İnfaz Reformunu hayata geçirmeliyiz”
İstanbul’da iki kadını katlettikten sonra surlardan atlayarak intihar eden dehşet olaya da değinerek son dönemde yaşanan cinayetlere tepki gösteren Erbakan, tüm partilerin bir araya gelerek Ceza ve İnfaz Reformunun hayata geçirilmesi çağrısında bulundu:
” Daha dün akşam saatlerinde İstanbul’da bir vahşi bir olay yaşandı, büyük bir şiddet olayı. İki tane genç kızımıza yönelik bir saldırı yapıldı. İstanbul’da 27 yaşındaki gencecik bir kadın polisimizi şehit eden zanlının, 26 suç kaydının olduğu ve bugüne kadar hiç tutuklanıp cezaevine girmediğinin ortaya çıkması yargı, ceza ve infaz sisteminin yeniden sorgulanmasına yol açmıştır. 26 suç kaydı olan bir kişinin her gözaltı sonrası serbest kalması, yargı sistemimizin sağlıklı çalışmadığının çok açık bir göstergesidir. Rutin bir şekilde 2 yılda bir yapılan ‘İnfaz Yasası’ değişiklikleriyle adalet, yargı ve infaz sistemi adeta  ‘suçluyu kaydedip, salan’  bir mekanizmaya dönüştürüldü. Suçluyu cezalandırmayan bir hale gelen infaz sistemi, güvenlik güçlerinin görev şevkini olumsuz etkilerken, toplumumuzda da büyük bir tedirginliğe yol açıyor. Bu konuda tüm siyasi partiler bir araya gelerek bir Ceza ve İnfaz Reformunu hayata geçirmeli, milletimizin adalete güveni yeniden tesis edilmelidir.”

Erbakan’dan ‘idam Meclis’e gelsin’ çağrısı
Erbakan, idam cezasının TBMM’de gündeme alınması gerektiğini belirterek, “Milletimizin vicdanında derin yaralar açan Narin Güran cinayeti sonrasında bu gibi cinayet vakalarının önüne geçilebilmesi adına İdam cezasının da TBMM gündemine alınması gereklidir.  Yeniden Refah Partisi olarak, en başından beri cezaların caydırıcı olması gerektiğinin altını çiziyoruz. Adalet zalime hak ettiği cezayı vermedikçe, ülkemiz huzur bulamaz. Mağdurların adalet mekanizmasının veremediği adaleti kendi başlarına sağlamaya çalışmaları ise anarşiye yol açar. Bu sebeple Ceza ve İnfaz reformunun bir an önce yapılması, idam cezasının da Meclis’te gündeme alınması gereklidir. Narin Güran olayıyla ilgili bir diğer husus da; yaklaşık 2 aydır 40 haneli bir köyde herkes sorgulanıp, onlarca kişi tutuklanırken, cinayetin nedeni ve failinin hâlâ açığa çıkarılamaması nedeniyle güvenlik birimlerinin eğitim, istihbarat vb. alanlardaki profesyonelliğinin de sorgulanması gerektiğidir. Tüm kamuoyu faillerin bir an önce tespit edilmesini ve gereken cezaya çarptırılmasını beklemektedir.” ifadelerini kullandı.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.