Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, “Anadolu Buluşmaları” kapsamında geldiği Kocaeli’nin Gebze ilçesinde program öncesi düzenlenen basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Suriye’de meydana gelen gelişmeleri değerlendiren Erbakan, “Irak’ta yaşananlardan dolayı Suriye’de de benzeri yaşanır mı diye endişe duyuyoruz. Suriye’nin bölünmesine müsaade edilmemelidir” dedi.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, Milletvekillleri, Genel Başkan Yardımcıları ve MKYK üyeleri ile birlikte Anadolu Buluşmaları kapsamında Kocaeli’nin ilçelerinde halkla buluşma programı öncesi basın mensupları ile partisinin Gebze İlçe Başkanlığında buluştu.
“Suriye halkının ve bölgenin menfaatini önceleyen bir yönetim olmalı”
Esad rejiminin halkına zulmettiğini ve iyi bir yönetim olmadığını söyleyen Erbakan, Irak’ta yaşananların benzeri olmasından ve bölgede Amerika-İsrail planlarının gerçekleşmesinden endişe duyduklarını belirterek şu şekilde konuştu:
“Esad rejimi 53 sene sonra yıkıldı. 24 senelik Beşar Esad iktidarı yıkıldı ve buralarda hapishanelerden kurtulan kardeşlerimizin sevincini elbet biz de yaşıyoruz. Fakat bununla beraber endişeli bir sevinç içerisindeyiz. Neden endişeli bir sevinç içerisindeyiz? Bugüne kadar yaşadığımız olaylara bakınca Erbakan hocamızın anlattığı gerçeklerden dolayı endişeli bir halin içerisindeyiz. Endişemiz nereden kaynaklanıyor? Evet bir rejim yıkıldı ancak şimdi asıl mesele bunun yerine ne gelecek? Amerika ve İsrail işbirlikçisi kukla bir yönetim mi gelecek ve Suriye’yi bölecek mi? Yoksa Suriye halkının, Suriye’nin menfaatlerini önceleyen, bölgedeki Müslüman ülkelerin menfaatlerini ve Suriye’nin onlarla güçlü ilişkiler kurmasını önceleyecek olan bağımsız bir devlet, bir hükümet mi olacak? Şu andaki meselemiz budur.
Özellikle merhum Erbakan hocamızın 1992’deki meclis konuşmasını izlediğiniz zaman bugün yaşadığımız bu endişeyi neden yaşadığımızı anlamış olursunuz. Elbette ki Yeniden Refah Partisi olarak bizim temennimiz burada kurulacak olan yeni yönetimin Amerikan ve İsrail işbirlikçisi kukla bir yönetim olmaması. Bağımsız bir yönetim, Suriye halkının menfaatini önceleyen bir yönetim ve aynı zamanda da bölgedeki Müslüman ülkelerle ilişkileri sürdürecek bir yönetim, siyonizmin büyük İsrail projesine karşı da bilinçle hareket edecek bir yönetim olması. Bizim buradaki isteğimiz budur. Böyle bir yönetim olmaması halinde de büyük sıkıntılar yaşanabileceği için endişe duyuyoruz. Bu olayların Irak’ta benzeri yaşanmıştı. Irak’ta yaşananlardan dolayı Suriye’de de benzeri yaşanır mı diye endişe duyuyoruz. Irak’ta Saddam Hüseyin’in heykelini deviren Irak vatandaşının belgeseli var. Bu adam “Ben o gün Saddam’ın heykelini devirirken bir şey yapıyorum zannetmiştim ama şimdi düşününce keşke yapmasaydım çok daha kötü hale geldik diyorum” diyor. Suriye’de de aynı hataların yaşanmamasını istiyoruz. Bundan endişe duyuyoruz. Aksi halde asla Esad yönetiminin iyi olduğunu, devam etmesi gerektiğini, masum olduğunu ve zulmetmediğini söylemiyoruz.”
“İşgalci siyonist İsrail, Şam’a ilerliyor”
Erbakan, Amerika ve İsrail’in Suriye’deki planlarını madde madde anlatarak şunları söyledi:
“Bu aşamadan sonra Amerika ve İsrail’in planları var. Bunlardan birincisi Suriye’nin de Irak gibi bölünüp parçalanması. İkincisi ise Suriye’nin kuzeyinde ana omurgasını PYD’nin YPG’nin oluşturduğu bir terör devletinin kurulması. Üçüncüsü, İran’ın Suriye üzerinden Lübnan Hizbullahına, dolayısıyla da Filistin direnişine yaptığı desteğin kesilmesi. Dördüncüsü, hazır bölgedeki en büyük müttefiki ortadan kalmışken İran’a da bir askeri müdahalenin sağlanması veya İran’da Irak ve Suriye benzeri bir iç savaşın patlak verdirilmesi. Beşincisi, İsrail’in bu otorite boşluğundan faydalanıp orada toprak işgal etmesi. Şu an bu hareket başladı. İsrail Golan Tepelerini tamamen işgal etti ve buradan Şam’ı uzun menzilli silahlarla vurabilecek noktaya geldi. Sadece füze kullanarak değil topçu atışıyla bile Şam’ı ve Beyrut’u vurabilecek noktaya geldi.
Bütün bunlar Amerika’nın ve İsrail’in bizimle elbette aynı fikirde olmadığını, Suriye’de bağımsızlığı, toprak bütünlüğünü, üniter yapıyı istemediklerini ve Suriye’nin bölünüp parçalanmasını istediklerini açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Amerika da kendi kurduğu ve bölgeye yerleştirdiği IŞİD’i bahane ediyor. ‘Ben IŞİD’i ortadan kaldırabilmek için PYD’yi YPG’yi destekliyorum diyerek bir üçkağıt oyunu oynayarak Suriye’deki pozisyonunun korumaya çalışıyor.
Suriye’de bu şartlar altında olası bir otorite boşluğu ve hükümet krizi büyük bir kaosa zemin hazırlar. Allah vermesin Suriye’nin bölünüp parçalanmasına yol açar. Bu da İsrail’in işgalciliğine yarar. Buna asla müsaade edilmemelidir.
“Türkiye, İsrail’in bölgedeki planlarına izin vermemelidir”
Amerika ve İsrail planlarının bölgedeki planlarını ve bu planlar doğrultusunda ilerlemesini hatırlatan Erbakan, Suriye üzerinden bu planın devam edebileceğine dikkat çekerek şu ifadelerle uyardı:
“20 senede aldıkları mesafeye bakın? Bu sürede Irak bölündü, Libya bölündü, Mısır’da darbe yapıldı, Sudan bölündü, arkasından Yemen yerle bir edildi, Suriye’de Esad rejimi devrildi. Suriye şu an bölünmüş durumda. PYD-YPG bir bölgeye yerleştirildi terör ordusu oluşturuldu. Sonrasında sırada İran ve Türkiye var. Bu ara bir de Kudüs İsrail’in başkenti ilan edildi. Bu planlara karşı uyanık olmamız lazım. Suriye’de yeni kurulacak olan yönetimin bu planlara karşı durması önem arz ediyor. Suriye’de, Suriye’nin bölünmesine karşı durabilecek bir yönetime ihtiyaç var. Suriye’de tüm yerel ve etnik grupların, ırkların temsiliyetle içinde yer aldığı bir yönetim kimseyi dışlamadan ve herkesi kucaklayarak var olabilecektir.
İnşallah haklı çıkmayız. Çünkü Irak ve Suriye’nin bölünmesi, ardından İran ve Türkiye’nin bölünmesini getirir Allah göstermesin. Erbakan hocamız yıllar öncesinden uyarmış, bir gün Suriye’de savaş çıkarsa asıl hedefin Türkiye olacağını söylemiş. Türkiye buna fırsat vermemek için gerekli tüm girişimleri yapmalıdır.”
“Gençlere işkence yapılıp yapılmadığını açıklayın”
Hükümetin İsrail ile ticaretini protesto ettikleri için hukuksuzca tutuklanan ve geçtiğimiz günlerde özgür kalan gençlerin işkence gördüklerine yönelik iddiaları dile getiren Erbakan, bu iddiaların cevaplanması gerektiğini söyleyerek yetkililere seslendi:
“Sayın Cumhurbaşkanını İsrail ile ticaret dolayısıyla protesto ettiği için tutuklanan gençlerin doktor raporları ve ifadeleri önem arz ediyor. Gözaltındayken kendilerine işkence yapıldığını, yumruk edildiğini, küfür edildiklerini, tutuklama sürecinden sonra çıplak aramaya maruz bırakıldıklarını söylüyorlar. Bu son derece korkunç ve ciddi bir iddia. Yeniden Refah Partisi olarak iktidara ve yetkililere sesleniyoruz: Bu korkunç iddianın üzerine gidererek açıklamanız ve tatmin edici bir cevap vermeniz gerekmektedir. Hem Adalet Bakanlığının, hem İçişleri Bakanlığının, hem cezaevi sürecinde hem de gözaltı sürecinde bu kardeşlerimize nasıl bir muamele yapıldığını araştırması ve ortaya koyması ve eğer böyle bir muamele olmuşsa sorumlularının da mutlaka cezalandırılması gerektiğini ifade ediyoruz. Konunun takipçisi olacağımızı da belirtiyoruz.”
“Asgari ücrete kul hakki zaviyesinden bakılmalıdır”
Bugün görüşmeleri başlanan asgari ücrete ilişkin açıklama yapan Erbakan, “önce imtiyazlılar değil, önce millet” çağrısını ve 35 Bin TL teklifini yineleyerek şunları söyledi:
“Bu hafta asgari ücret belirlenecek. Bu konuda Yeniden Refah Partisi olarak konuya kul hakkı ve adil düzen, paylaşımda adalet zaviyesinden bakıyoruz. Önce millet düşüncesine hakim bir görüş olarak, Milli Görüş olarak ‘önce millet, önce ezilenler, önce dar gelirliler’ zaviyesinden bakıyoruz. Buna en güzel örnek zamanında Erbakan hocamızın yaptığı zamlardır.”