Milat Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Serdar Arseven, geçtiğimiz bir hafta içinde yaşanan gelişmeleri Milli Nizam Haber için değerlendirdi.
Milli Nizam
Gazeteci yazar Serdar Arseven bundan böyle haftalık değerlendirmeleriyle millinizam.com haber sitesinde olacak.
Serdar Arseven ile bu haftaya damga vuran önemli gelişmeleri konuştuk.
İşte Arseven’in; kan donduran tekel bayii cinayetinden, ekonomik sıkıntılara sorularımıza cevap vererek değerlendirdiği öne çıkan gündem maddeleri:
-Hoş geldiniz Sayın Serdar Arseven.
-EyvaAllah.
-Bu hafta gündeminizdeki mesele, ya da en önemli mesele?
-Asayiş, sokak güvenliği. Caddeler, sokaklar çete kaynıyor.
-Esenyurt’ta meydana gelen menfur hadise?
-O çok kötü. Allah rahmet eylesin gençlerimize, lanet katillere. Çok kötü işler bunlar. Vatandaşın suçluların hak ettikleri cezayı çekeceklerine dair inancı iyice azaldı. Bu menfur hadiseden sonra bile çokları, ‘Ne olacak 3-5 sene yatar çıkarlar’ diyor.
-Suçluların hak ettikleri cezayı çekmedikleri yönündeki kanaat yeni değil ki, eskiden beri böyle.
-Hep böyle, bugün de böyle. Galiba biraz daha böyle. Küçüklüğümde polise yakalandım mı iş bitti diye düşünürdük. Şimdi polis de çok şikayetçi.
-Neden şikayetçi?
-Herifi yakalayıp teslim ediyoruz, ertesi gün pat sokakta geziyor… Böyle şikayetler…
-Savcılık aşaması?
-Orası da ne yapsın, mevzuat böyle.
-Sokaklar tekin değil mi?
-Üç beş kişi bir olup yaşlı adamı dövüyorlar. Sonra… Aşağı yukarı hiç!
-Süleyman Soylu gitti, böyle oldu diyenler var.
-Yok. Sayın Soylu, ‘Okulların etrafında uyuşturucu satanların bacaklarını kırın!’ demişti. Böyle çıkışları vardı. Etkili bir bakandı ama onunla başlayan, biten mesele değil. Kişi meselesi değil. Birçok faktör var.
-Mesela?
-Aileler dağılıyor. Boşanmalar artıyor. Evlenmek isteyenler azalıyor. Mutlu aile, mutlu çocuk demek.
Bu hep böyle değil ama, huzurlu bir ailede yetişen çocuğun çetelelerin eline düşme ihtimali daha az.
Suça bulaşmış, bulaştırılmış çocuklarda genellikle aile yıkımı görüyorum. İlgisiz anne baba, şiddetçi ana baba, üveylikler şunlar bunlar…
-Aileler yıkılıyor ve ortam güvensizleşiyor!
-Güven kilit kelime. Anne, baba dışarıda, ayrı olursa, güven de eksik olur. Özgüven, topluma güven…
-Aile meselesinden başka?
-Sokak yok, eski sokaklar kalmadı. Esnaf pek kalmadı, küçük esnaf. Sokak kültürü önemlidir. Mahalle kültürü önemlidir. Eski mahallelerde el alemin kadınına kızına yan gözle bakamazdınız. Mahallenin namusu delikanlılardan sorulurdu. Bizim apartmana bir hırsız girmişti, mahalleli pijamalarla dışarı çıkıp yakaladı. Herkes herkese bekçiydi icabında.
-Başka?
-Dini inanç zayıfladı. İman bağı. Çok maddeci olduk. Ne kadar çok madde o kadar mutluluk. Kanaat kalmadı.
-Siz de pahallılığa sabredin mi diyorsunuz?
-Hayır, ne münasebet efendim. Sadece, hazcılığın, maddeciliğin sonu yok, diyorum. Yoksa, pahallılık, zamlar, emekliler… Bunlar üzerinde hep durduğum konular.
-Emekliler meselesine kendiniz getirdiniz, devam edelim mi?
-Buyurunuz…
-Çok tepkililer, haksızlar mı?
-Haklılar… Lakin bu seyyanen zamlarla düzelecek bir durum da değil. Meselenin kökeni, Aylık Bağlama Oranları’nda. 2000 yılından önce emekli olanlarla sonra emekli olanlar, 2008’den önce emekli olanlarla sonra emekli olanlar arasında uçurumlar var. Neoliberal, neomuhafazakar politikalarla, aylık bağlama oranlarını bir düşürdüler ki… Bu işler, zamana göre değil, prime, prim ödeme gün sayısına göre olmalı. İktidar seçimi, daha doğrusu Ocak’ı beklemeden emeklilere makul bir seyyanen zam vermeli ama bu ABO yani, aylık bağlama oranları hususunda da “İNTİBAK” denilen düzenlemeyi yapmalı. Bu şart.
-Kamuda tasarruf?
-Geçiniz. Bizde Bürokratik Cumhuriyet anlayışı hakim. Başa çıkamazlar. Bugün ortamı yatıştırmak için tasarruf denir, sonra iş dağılır. Bürokrasi bildiğini okur.
-CHP’deki dağılma?
-En büyük sıkıntılardan biri. Memlekette muhalefet yok. Bakınız işte, görüyorsunuz, 6’lı masa dedikleri koltuk kavgasından ibaretmiş. Şimdi de koltuk da, koltuk. Kılıçdaroğlu gidecek, başları göğe eğecek. CHP değişmez, değişemez.
-Karamsarsınız?
-Yok bize yakışmaz.
-Ev kiraları, yüzde 25’lik zam sınırı?
-Acayip. Neye yüzde 25 zam geliyormuş ki… Aslında bu işin çözümü zor değil. Her evin rayiç bedeli var. Bu bedeller güncellenir, kiralar da ona göre belirlenir. Bir milyonluk konut, 5 bin. İki milyonluk konut 7500 lira gibi. Aynı apartmanda eski kiracı ikiye oturuyor, yeni kiracı 15’e. Olmaz bu.
Yönetim ben yaptım oldu diyor ama böyle olmaz.
-Bayraktar hedef alınmış yine!
-Bir zihniyet dünyası. Ülke için ne iyiyse onu kötülüyor.
-Bu ilk söyleşiydi, her hafta devam kısmetse.
-Olur.
-Haftada iki de yapabilir miyiz bazen?
-Gündem gelirse. Kısmet.
-Milli Nizam Com hakkında ne düşünüyorsunuz?
-Rabbim Rahmet Eylesin Erbakan Hocam’a. Aklıma hemen Merhum Erbakan Hoca geliyor. Mekânı cennet olsun.
-Amin.