Prof. Doğan Aydal: “Hükümet deprem sürecini yönetemedi!“

Prof. Doğan Aydal: “Hükümet deprem sürecini yönetemedi!“
Yayınlama: 09.02.2025
A+
A-

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Doğan Aydal, AK Parti’nin deprem bölgesindeki politikalarını eleştirerek, hükümetin süreci kötü yönettiğini ve halka yanlış bilgi verdiğini belirtti.

6 Şubat Depremlerinin yıldönümünde Malatya’da incelemelerde bulunan Genel Başkan Vekili ve Ar-GE’den Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Doğan Aydal, “AK Parti’nin depremzede illerimizle ilgili uygulama ve kararları yanlıştır” diyerek hükümetin iddialarının sahadaki gerçeklerle örtüşmediğini vurguladı.

Aydal’ın açıklamaları şöyle:

“6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli olarak 11 ilimizde gerçekleşen depremin ikinci senesinde AK Parti Hükümet sözcülerinin ifadelerine bakıldığında deprem geçiren illerle ilgili birçok problemin çözüldüğü ve yıl sonuna kadar 453.000 konut ve işyerinin bitirileceği ifade edilmektedir. Ancak bu illerdeki uygulamalara bakıldığında, hükümetin bir algı operasyonu yaptığı, bu süreci iyi yönetemediği ve halk açısından değişen bir şey olmadığı, uygulanan politikaların gelecekte çok daha büyük problemlere yol açacağı düşünülmektedir.”

“Depremle İlgili Bilgi Kirliliği Had Safhada!”

Depremde hayatını kaybedenlerin gerçek sayısının hükümetin açıkladığından daha yüksek olabileceğini savunan Aydal, veriler arasındaki çelişkilere dikkat çekti:

“Depremden etkilenen 11 ilde 6 Mart 2023 tarihi itibarıyla 1.712.182 binada hasar tespit çalışması yapılmıştır. Buna göre 35.355 binanın yıkılmış, 17.491 binanın acil olarak yıkılması gerektiği ve 179.786 binanın ağır hasarlı olduğu belirtilmiştir.

Sadece yıkılmış bina sayısı esas alınsa ve yıkılan her binada sadece 3 vatandaşımız vefat etmiş olsa yüz binden fazla vatandaşımızın hayatını kaybetmiş olması düşünülebilir. Resmi olarak bildirilen vefat sayısı yaklaşık 54.000’dir. Malatya özelinde de durum benzerdir. Depremde yıkılan bina sayısı 6.643, ama vefat eden kişi sayısı olarak bildirilen resmi sayı 1.237’dir. Yani her çöken beş binada sadece bir kişi vefat etmiş gözükmektedir! Bu durum hükümetçe yeniden gözden geçirilmelidir. Gerçekte ölmüş ama resmi kayıtlarda yaşıyor gözüken kişilerin tapu kayıtlarında bir değişiklik olup olmadığı, banka hesaplarında deprem sonrası bir hareket olup olmadığı mutlaka araştırılmalıdır. Bu araştırmada yapay zekâ programları önemli katkılarda bulunabilir.”

“TOKİ 453 Bin Konutu Bitiremez, Halk Yanıltılıyor!”

Aydal, AK Parti’nin “yıl sonuna kadar 453 bin konut inşa edileceği” yönündeki açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını söyledi.

TOKİ’nin yıllık kapasitesini hatırlatarak, verilen sözlerin yerine getirilemeyeceğini şu sözlerle ifade etti:

“Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sn. Murat Kurum’un Eylül 2022’de yaptığı açıklamada TOKİ’nin 2003-2022 arasında inşa ettiği konut sayısı 1.170.000’dir. Bir başka deyişle TOKİ ortalama olarak yıllık 58.500 konut yapmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın 7 Şubat 2025’te Anadolu Ajansı’nda çıkan ifadesi, ‘Kalan 252 bin konut ve iş yerimizi de hızlıca bitirmenin gayretindeyiz. Yılbaşına kadar 453 bin konut ve iş yerinin inşasını tamamlayacağız’ şeklindedir. Mevcut kabiliyetleri göz önüne alındığında TOKİ’nin yıl sonuna kadar 453.000 konutu bitirmesi mümkün değildir. Bu cümle, olsa olsa halkı rahatlatmaya yönelik politik bir cümledir.”

“Depremzedeler İçin Yapılan Konutlar Yaşanabilir Değil”

TOKİ’nin teslim ettiği konutların altyapı eksiklikleri sebebiyle yaşanabilir olmadığını ifade eden Aydal, halkın bu konutları kullanamadığını söyledi:

“Bazı binaların kaba inşaatının bitirildiği doğrudur. Ancak bu alanlar ‘yaşam alanları’ vasfını henüz taşımamaktadır. Bazı binaların bitirildiği ifade edilen yerlerde yol, kanalizasyon, PTT, internet, diğer altyapı eksikliklerinin yanı sıra, sağlık ocağı, karakol, okul, cami, alışveriş alanları, otobüs hizmetleri, taksi durakları, berber, fırın, market ve benzeri hiçbir iş yeri bulunmamaktadır. Dolayısıyla vatandaşlar konteynerlerde çok sıkıntı çekmelerine rağmen bu evlere gitmek istememektedirler.”

“27.500 İş Yeri Yıkıldı, Tek Bir İş Yeri Bile Yapılmadı!”

Aydal, Malatya’da iş yerlerinin yeniden inşa edilmemesinin büyük bir ekonomik darbe vurduğunu kaydederek,

“Malatya’da 27.500 iş yeri yıkıldı, ancak hükümet bugüne kadar tek bir iş yeri bile yapmadı! İş yerlerinin yapılmaması ihracatı doğrudan etkiledi. Deprem öncesi 455 milyon dolar olan ihracat, 392 milyon dolara düştü. 2024 yılında kısmi bir artış olsa da deprem öncesi değerlere dönemedi. Organize Sanayi Bölgesi’nde çalışan 42.000 kalifiye elemandan 12.000 kişi başka illere göç etti.” dedi.

“Depremzedeler Ev Fiyatlarını Bilmiyor, Boş Senet İmzalatılıyor!”

Aydal, kura ile teslim edilen konutların fiyatlarının belirsizliğine vurgu yaparak, vatandaşların mağdur edildiğini belirtti:

“Kura sonrası evlerinin anahtarı verilen vatandaşlara boş senetler imzalatıldığından, vatandaş evlerin ne kadara mal olacağını bilememektedir. Deprem destek kredisinin (Kredi Garanti Fonu) %11 faizli olacağı ifade edilmiş ancak tahsilat günü geldiğinde %50-60 faiz talep edilmiştir. Vatandaş ev fiyatları ile ilgili büyük bir endişe içindedir.”

Mücbir Sebep Sınırı arttırılmalı ve süresi uzatılmalıdır

Bölgedeki esnafın da sıkıntılarının giderilemediğini belirten Aydal, şöyle devam etti:

Deprem sonrası binası yıkılan, vergi ile evrakları, faturaları ve benzeri evrakları dağılan ve/veya çalınan esnaf ve ticaret erbabına Valilik ve Kaymakamlıklarca “Zayi Bildirim süresi” tanınmıştır. Ancak korkuları sebebiyle başka şehre giden esnaf birkaç ay sonra dönüp bu evrakı vermek istediklerinde, mahkeme müracaat süresinin dahi bittiği, müracaatlarının kabul edilmeyeceği bildirilmiştir. Hükümet bu konuda da esnafa yardımcı olmalıdır. Yıllık cirosu 2,5 milyona kadar olan esnafa vergi ertelemek için uzatılan süre Mayıs 2025’te bitecektir. Bu tarihten sonra geriye dönük iki yıllık vergi talep edilecektir. Bir berber veya çaycının bile yıllık cirosu 2,5 milyondan fazladır. Yıllık ciro miktarı ve geçmişe dönük vergi ödeme zamanı birkaç yıl daha uzatılmalıdır.

Göçlerin engellenmesi için gerekli ekonomik ve sosyal önlemler alınmalıdır

TUİK resmi rakamlarına göre deprem sonrası Malatya’dan kütük kayıtlarını silen vatandaş sayısı 103.000’dir. Kaydını sildirmeden giden sayısı da yaklaşık yüz bin kişidir. Bir başka deyişle Nüfusa bakılarak BÜYÜKŞEHİR unvanını alan Malatya ilk resmi sayımda bu özelliğini de kaybedecektir. Mahalle yapılan köylerin tekrar köy vasfına dönmesi başta olmak üzere birçok yeni problemle karşı karşıya kalacaktır. İnönü ve Turgut Özal Üniversitelerinin öğrenci ve öğretim üyesi kaybetmesi de an meselesidir. Bu sonuçlar da Malatya’ya farklı ekonomik darbeler vurabilir.

“AK Parti Deprem Sürecini Yönetemedi, Halk Yeniden Refah’ı Bekliyor!”

Son olarak hükümetin deprem sürecini iyi yönetemediğini belirten Aydal, halkın alternatif arayışında olduğunu belirtti:

Belediye sahip olduğu taşınmazların kirasını fırsattan istifade %250-350 oranında arttırmıştır. Bu artış özel şahıslarında kirasını arttırmasına yol açmış, Malatya’ya bir darbe de AK Partili Belediye tarafından vurulmuştur. Özet olarak ifade etmek gerekirse AK Parti hükümeti deprem sürecini iyi yönetememiş ve hala yönetememektedir. Halk Yeniden Refah iktidarını dört gözle beklemektedir.”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.