Suat Kılıç: “PKK tasfiye ediliyorsa, eş zamanlı olarak YPG de tasfiye edilmelidir”

Suat Kılıç: “PKK tasfiye ediliyorsa, eş zamanlı olarak YPG de tasfiye edilmelidir”
Yayınlama: 04.03.2025
A+
A-

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, yaptığı açıklamada, Terörsüz Türkiye duruşunu özü bakımından destekliyoruz. Terörün bitmesini kim istemez? Ancak, ölümü gösterip sıtmaya razı edecek bir tutumu desteklemiyoruz. PKK tasfiye ediliyorsa, eş zamanlı olarak YPG de tasfiye edilmelidir.” dedi.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından kapsamlı bir basın açıklaması yaptı.

Kılıç, terörle mücadeleden Türkiye’nin iç ve dış politikasına, ekonomik sorunlardan aile yapısına kadar birçok konuda önemli değerlendirmelerde bulundu.

PKK tasfiye ediliyorsa, eş zamanlı olarak YPG de tasfiye edilmelidir

Kılıç, Türkiye’de yürütülen yeni sürece ilişkin açıklamalarında terörün tamamen sona ermesi gerektiğini vurgularken, sürecin sadece PKK’nın silahsızlanmasıyla sınırlı kalmaması gerektiğini ifade etti.

Kılıç, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Terörsüz Türkiye duruşunu özü bakımından destekliyoruz. Terörün bitmesini kim istemez? Ancak, ölümü gösterip sıtmaya razı edecek bir tutumu desteklemiyoruz. PKK tasfiye ediliyorsa, eş zamanlı olarak YPG de tasfiye edilmelidir. YPG tasfiye edilmedikçe, sürecin özeti, al PKK’yı bırak YPG’yi demekten öteye geçmeyecektir. YPG’nin tasfiyesi konusunda gelen ve birbiriyle çelişen beyanları da dikkatle not ediyoruz. Bu arada dikkat çekici bir başka gelişme yaşandı. Selahattin Demirtaş 9 yıldır tutuklu. Düne kadar kendisinden terörist diye söz ediliyor, terörist demeyene bile terörist deniliyordu. Bugünlerde özel izinle hastane odasında eşinin yanında ayrıca devlet erkanından geçmiş olsun telefonları da alıyor. Öyleyse niye hala tutuklu? Bırakın tutuksuz yargılansın. Bırakın mübarek Ramazan’ı da eşinin çocuklarının yanında kalsın. Dilediklerinde yargıyı baskı altına alıp tutuklatıyorlar. Dilediklerine de alo deyip, hâl hatır soruyorlar. Bu arada biz de insani bir görev olarak Sayın Demirtaş ve eşine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor. Allah’tan acil şifalar diliyoruz. Temennimiz tutuklu yargılamaların yerini tutuksuz yargılamaların alması ve siyasetin üzerinde yargının demokrasinin kılıcı gibi tutulmamasıdır

“Süreç şeffaf değil”

Hükümetin çözüm süreci konusundaki tutumunu eleştiren Kılıç, sürecin şeffaf ilerlemediğini belirterek, “Terörsüz Türkiye’yi kim istemez? Tabii ki hepimiz isteriz. Ama ne yapacaklar bilmiyoruz. Süreç, şeffaf değil. Çözümün zemini, Türkiye Büyük Millet Meclisi değil. Pandora’nın kutusundan ne çıkacak belli değil. Hükümetin bir yetkilisi taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmayız diyor. Bir diğeri Anayasa’nın 66. maddesini tartışmaya açıyor. Sadece işleri değil kafaları da karışık.”

Ayrıca ABD’nin PKK’yı tasfiye ederken YPG’yi desteklemeye devam ettiğini belirterek, sürecin eksik olduğunu şu sözlerle vurguladı:

“YPG terörü bitmeden, PKK’nın bitmesi bir anlam ifade etmez. Terörün bittiğini söyleyebilmek için YPG terörünün de bitmiş olması lazım. Silahlar toprağa gömülecekse sadece PKK silahlarının değil, ABD tarafından eğitilip donatılan YPG’nin de silahları gömmesi lazımdır. Bu konuda DEM Parti ikircikli davranıyor. Sırrı Süreyya Önder bu çağrının YPG’yi kapsadığı söylüyor. Ama DEM’in eş genel başkanı Tülay Hatimoğulları ise YPG’yi kapsamadığını söylüyor. Hangisinin dediği doğru? Bu milletin aklıyla alay etmesinler! Bu çelişkiyi kabul etmek zorunda değiliz! Bu çağrı PKK ile birlikte tüm terörist yapıları ve uzantılarını kapsıyorsa elbette Yeniden Refah Partisi olarak duracağımız yer bellidir. Ama sadece PKK terörü bitti gibi gösterip öte yandan YPG’yi palazlandırmaya devam edeceklerse biz bu işte yokuz. DEM Parti sırrı bir anlamda ifşa etmiştir. Sırrı Süreyya Önder çağrı YPG’yi kapsar demiştir, Tülay Hatimoğulları ise YPG’yi kapsamaz demiştir. Açıklığa kavuşturması gerekenler devletimizin yetkilileridir.” diye konuştu.

“Aile yapısını bozan programlara ses çıkarmıyorsunuz!”

Aile yapısına yönelik tehditlerin göz ardı edildiğini belirten Kılıç, gündüz kuşağı programlarını eleştirerek şunları söyledi:

“Bu yıl aile yılı. İktidara sesleniyoruz: Gölge etme, başka ihsan istemez. Ailenin köküne kibrit suyu döken gündüz kuşağı yayınlarını kaldırın yeter. ‘2025 Aile Yılı’ diyorsunuz. Bir ailede olmayacak ne kadar iğrençlik varsa ekranlardan evlerin içine boca edilmesine seyirci kalıyorsunuz… Aile Bakanlığı var, ama Bakan yok. Varsa da görmüyor. RTÜK var, ama televizyon patronları tanıdık, RTÜK de bakmıyor. Baksa da görmüyor.”

Kılıç, Teknofest nesli yetiştirilirken, gündüz kuşağı programlarının da gençleri kötü yönde etkilediğini vurguladı ve yetkililere çağrıda bulundu:

“Teknofest Kuşağı tamam da Gündüz Kuşağı nesillerimizi dinamitliyor. Belli ki Aile Bakanı bakmayacak, bari yayınların merkezinde olan İstanbul Adliyesi bu konuya bir baksın.”

“Ekonomik mağduriyetler devam ediyor”

Kılıç, süresiz nafaka mağduriyeti, emeklilikte yaşa takılanlar (EYT), staj ve çıraklık mağdurları gibi konulara da değinerek hükümeti eleştirdi:

“Süresiz nafaka mağduriyeti giderilmelidir. Kanun teklifimiz TBMM’dedir. Uzatmanın gereği yoktur. Sonra, ‘gençler evlenmiyor’ diye yakınıyorlar. Ayrıldığında, ömür boyu nafaka ödemek zorunda kalacak bir genç, niye evlensin?”

“EYT’yi çözerken çok daha büyük bir mağduriyete neden oldular”

EYT düzenlemesiyle birçok kişinin mağdur edildiğini belirten Kılıç, şu ifadeleri kullandı:

“Emeklilikte Yaşa Takılanlar’ın sorunu çözülsün dedik. Çözerken daha büyük bir mağduriyete ve soruna neden oldular. 1 güne 17 yıl! El insaf v’el iz’an. Adaletsizlik olur da, bu kadarı da olmaz ya. Staj ve çıraklık mağdurlarına ne diyeceksiniz? Devlete güven; çocuğunu staja gönder, çıraklığa gönder. Sıra emekliliğe gelince ‘staj süresini sigortadan saymıyorum’ de. Devlet demek, tek kelimeyle güven demektir. Devlet demek hukuk demektir. Devlet demek adalet demektir. Hukuk yoksa, Devlet de yoktur. Adalet Mülkün Temelidir. Mülk, Devlettir.”

“Önceliğimiz D-8 ve D-60”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Avrupa Birliğine üyelik stratejik önceliğimizdir” sözlerine ilişkin de konuşan Kılıç, şu ifadeleri kullandı:

“Dünya bir 3. Dünya Savaşının eşiğinde. ABD ile Avrupa arasında bilek güreşi gözle görünür bir hale geldi. Türkiye burada elbette medeniyet ve demokrasiden yana, barıştan yana tercihini yapmakla mükelleftir. Türkiye ABD’ye AB’ye mahkum değildir. Her kim küresel barıştan, değerlerden ve insan haklarından yana tavır koyuyorsa Türkiye’nin stratejik önceliği orada yerini almaktır. Türkiye AB’ye tam üyelik sürecinde olan bir ülkedir. Bizim önceliğimiz D-8’dir, D-60’tır. Ama yakın öncelik olarak, AB üyeliği konusunda somut bir ilerleme sağlanacaksa Yeniden Refah Partisi olarak bunun da takipçisi oluruz.

Türkiye için bu dönemde en avantajlı duruş, olabildiğince küresel işbirliği örgütleriyle entegre olabilmektir, yoğun ve sıkı çalışabilmektir. Çünkü çorabın örülmeye çalışıldığı yer Ortadoğu’dur Ortadoğu’da Türkiye’nin ayağını çukura düşürmeden yapacakları hiçbir hamle yoktur. Dolayısıyla başımıza çorap örülmesine seyirci kalmayacağız. İsrail’in planlarına alet olmadığımız gibi, Siyonizmin ayak oyunlarıyla da Türkiye’nin bir çukura düşürülmesine müsaade etmeyeceğiz.İktidarın Avrupa Birliği söylemleri bugüne kadar hep gündemi o yöne yönlendirmekten ibaret olmuştur. İktidarın Avrupa Birliği ile ilgili söylemleri ve eylemleri samimiyetten uzaktır.”

Yeniden Refah Partisi’nin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ve Büyük İsrail Projesi (BİP) içinde yer almayacağını ve bunların Türkiye’nin hayrına olmadığını belirten Kılıç, “Başımıza çorap örülmesine seyirci kalmayacağız” diyerek sözlerini tamamladı.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.