Suat Kılıç: “Teröristbaşı Öcalan için ‘umut hakkı’ söz konusu dahi olamaz!

Suat Kılıç: “Teröristbaşı Öcalan için ‘umut hakkı’ söz konusu dahi olamaz!
Yayınlama: 16.04.2025
A+
A-

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, Teröristbaşı Abdullah Öcalan’a “özgür kalacak” iddialarına ilişkin, “Öcalan konusunda bir umut hakkı asla söz konusu değildir. 40 bini aşkın şehidimiz var. ‘Fiziki özgürlük’ durumu da mevzubahis olamaz. Şehitlerimizin kanı yerde kalmayacaktır. Malazgirt’te terör kongresinin toplanması gibi bir şey de olamaz. Bu konuda duruşumuz açık ve nettir. Terörle müzakere yoktur, terörle mücadele vardır” dedi.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, partisinin Haftalık Olağan MYK toplantısının ardından gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kılıç, PKK ve YPG’ye yönelik sert mesajlar verirken, Kıbrıs politikası, aile yapısı, tarım, gıda enflasyonu ve çeşitli güncel meseleler hakkında önemli açıklamalar yaptı.

“Öcalan Konusunda ‘Umut Hakkı’ Söz Konusu Değildir”

DEM Partililerin teröristbaşı Öcalan’ın özgür kalacağını ve umut hakkını kullanacağını dile getirmesine tepki göstereren Kılıç;

“Öcalan konusunda bir umut hakkı asla söz konusu değildir. 40 bini aşkın şehidimiz var. Fiziki özgürlük durumu da mevzubahis olamaz. Şehitlerimizin kanı yerde kalmayacaktır. Malazgirt’te terör kongresinin toplanması gibi bir şey de olamaz. Bu konuda duruşumuz açık ve nettir. Terörle müzakere yoktur, terörle mücadele vardır. YPG bitmeden PKK bitmez. Terör bitti diyerek toplumun uyutulmasına da müsaade etmeyiz. Terörsüz Türkiye’yi elbette biz de istiyoruz. Ama sadece sınırlarımızda değil, sınırlarımızın ötesindeki terör de bitmelidir. Suriye’deki son terörist silahını teslim edinceye kadar Türkiye’de terörist faaliyetlerin son bulması mümkün değildir.” İfadelerini kullandı.

“Kıbrıs Elden Gidiyor, Türkiye Harekete Geçmeli”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne ilişkin açıklamalarında sert eleştirilerde bulunan Kılıç, Türkiye’nin Kıbrıs politikasını yeterli bulmadığını belirtti:

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde sendikalar tarafından yaşatılan yasakçı yaklaşımların yanında uluslararası alanda yaşananlar da bizleri derinden üzmektedir. Hakikati gizlemenin, kafayı kuma gömmenin gereği yoktur: Yalın gerçeği haykırıyoruz… Arap Dünyası Gazze’yi gözden çıkardığı gibi, Türk Dünyası da Kıbrıs’ı gözden çıkarmıştır. Bu arada Türkiye ne yapmıştır? HİÇ. Bir daha söylüyorum: HİÇ. Kuzey Kıbrıs’ta külliye yapmaktan daha önemlisi, Türk Devletler Topluluğu’nun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıması değil midir?

Geçen hafta buradan Kıbrıs elden gidiyor diye haykırdık. Ak sakallılar nerede dedik. Devlet uyuyor mu dedik. Meğer Devlet uyumuyor, bizi uyutuyormuş. Antalya’da Diplomasi Forumu yapıldı. Kıbrıs’ta yaşananlar konuşulmadı. Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan Kıbrıs Rum Kesimi ile ne yapıyor, Avrupa Birliği ile ne imzalıyor diye sorulmadı. Mavi Vatan derken, Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon yataklarından söz ederken, Akdeniz’in karşı kıyısındaki dost ülkelerle münhasır ekonomik bölgeler ilan ederken, düştüğümüz şu hale bakın. Kıbrıs elden gidiyor… Dimyat’a pirince giderken eldeki bulgurdan olmak, bu olsa gerek.”

“Sayın Cumhurbaşkanı Türk Devletler Topluluğunu Acilen Toplantıya Çağırmalıdır”

Kılıç, Türk devletlerinin KKTC’yi tanımaktan vazgeçip Rum kesimi ile ilişkilerini geliştirmesine ilişkin endişelerini dile getirdi ve şu çağrıda bulundu:

“Kıbrıs konusunda, sayın Cumhurbaşkanı tarafından Türk Devletleri Topluluğu acilen toplantıya çağırılmalıdır. Ankara’da, İstanbul’da, Astana’da olabilir, her nerede olursa olsun… Eş zamanlı olarak Binali Yıldırım tarafından Aksakallılar harekete geçirilmelidir. Ve Türk Devletlerinin KKTC’yi tanıması temin edilmelidir. Yapılan anlaşmanın arkasında ne var bilmiyoruz. AB tarafından yapılan ve 12 milyon euroyu bulduğu söylenen fonlamanın mı etkisi var, yoksa ABD’nin geçen sene Washington’da Türk Cumhuriyetlerinin başkanlarıyla yaptığı görüşmenin mi etkisi var bilmiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey var, çok ani gelişti her şey. Türk devletleri Rum kesiminde elçilik açmaya başladılar, KKTC’yi tanımayacaklarına dair imza attılar. Bundan rahatsızız, tedirginiz. Adadaki Türk halkı da şunu bilmelidir, Türkiye varolduğu sürece KKTC’den ve egemenlik haklarından asla vazgeçilmeyecektir. İki milletli bir adanın çözüm olduğu da bir kere daha hatırlatmaya değerdir.”

“Aile Yılı’nda Gündüz Kuşağı Programlarıyla Toplum Uyuşturuluyor”

2025’in “Aile Yılı” ilan edilmesine rağmen, medyada aile yapısına zarar veren içeriklerin sürdüğünü ifade eden Kılıç,

“Toplum, 2025 Aile Yılı’nda da çarpık aile yapısının yansımaları olan kaynana damat masallarıyla uyutulmaktadır. Toplum uyuşturulmaktadır. Gündüz Kuşağı adı altında çürütülüyor Türkiye. Aile Yılı’nda da gemi azıya almış gidiyorlar. RTÜK’ün dişleri sadece muhalif kanallara geçiyor… Yandaş kanalların gündüz kuşağındaki iğrençlikleri ise görmezlikten geliyor. Ne için yapıyorsunuz bu yayınları? Rating için mi, para için mi, toplumu uyutmak için mi, kaleyi içten yıkmak için mi? Ne için bu gündüz kuşağı yayınlarıyla yaygınlaştırılan çürümüşlük?!” dedi.

“Tarımda Planlama Yok, Çiftçi Afetin Altından Kalkamaz”

Türkiye’deki yüksek gıda enflasyonunu değerlendiren Kılıç, Avrupa ve OECD ortalamalarıyla kıyas yaparak hükümete yüklendi:

“39 ilimizde, tarım arazilerinin yarıdan fazlasında zirai don olaylarından etkilenen çiftçilerimize geçmiş olsun diyoruz. Avrupa Birliği’nde gıda enflasyonu yüzde 2,9. OECD üyesi ülkelerde ortalama gıda enflasyonu yüzde 4,4. Türkiye’de ise yüzde 37,1. Türkiye gıda fiyatlarında AB’nin 12 kat önünde. OECD ortalamasının ise 8 kat üzerinde. Hiç kimse bize tarımda planlama yapılıyor demesin. Maliye Bakanı bize enflasyonun düştüğü iddiasıyla gelmesin.”

Zirai don felaketi yaşayan üreticiler için destek çağrısında da bulunan Kılıç, devletin derhal adım atması gerektiğini vurgulayarak, “Zirai don nedeniyle çiftçilerimize geçmiş olsun diyoruz ama öyle demekle geçmediğini de biliyoruz. Zarar ziyan tespitleri, Bakanlık tarafından hızlı ve hakkaniyetli bir şekilde yapılmalı, üreticilerin zararları kuruşuna kadar karşılanmalıdır. Yüksek maliyetlerle beli bükülen köylümüz bu afetin altından tek başına kalkamaz. Üretici toprağına küsmeden Devlet elini uzatmalı, çiftçi düştüğü yerden kaldırılmalıdır” dedi.

“İklim Kanunu Geri Çekildi Ama Bu Yeterli Değil”

TBMM’de görüşülen İklim Kanunu’nun geri çekilmesini olumlu karşıladıklarını belirten Kılıç, Paris İklim Sözleşmesi’nin de iptal edilmesi gerektiğini ifade etti:

“Türkiye’yi, sorumlusu olmadığımız bir iklim krizinin müsebbibi ve mağduru haline getirmeyi amaçlayan İklim Kanunu’nun, TBMM Genel Kurulundan geri çekilmesini memnuniyetle karşılıyoruz. Bu kanun rafa kaldırılmamalı, doğrudan çöpe atılmalıdır. Dünyayı en çok kirleten üç ülke Çin, Hindistan ve Amerika’nın bile reddettiği Paris İklim Sözleşmesi, Türkiye tarafından da terkedilmelidir. Onların kirlettiği Dünyayı biz mi temizleyelim, nasıl temizleyelim. Bu kölelik, kabul edilemez. Bu sonuca ulaşmamızda katkısı olan tüm paydaşlarımıza bu vesileyle teşekkürlerimizi sunuyoruz.”

“Emeklilikte Adalet ve Staj Mağduriyetleri Giderilmeli”

Emeklilik sistemiyle ilgili yaşanan adaletsizlikleri ve staj-çıraklık mağduriyetlerini gündeme getiren Suat Kılıç, şu çağrıda bulundu:

“Emeklilikte adalet arayışını desteklemeye devam ediyoruz. Bir güne 17 yıllık hak kayıpları kabul edilemez. Emeklilikte süre uçurumu, adil bir çözüme acilen kavuşturulmalıdır. Yaşları aynı, çalışma süreleri aynı olan insanların birinin emekli olması diğerinin 17 yıl daha çalışıp prim ödemek zorunda olması kabul edilemez.

Keza staj ve çıraklık mağdurları. Mesleki eğitimin teşvik edilmesi için, çıraklığın teşvik edilmesi için staj ve çıraklık sürelerinin sigortalılık başlangıcı sayılması kaçınılmaz bir durumdur. Kanun teklifimiz Meclis’tedir. Bu teklif kanunlaşmalı ve mağduriyetler son bulmalıdır.”

Suat Kılıç, kalp krizi geçirerek hastaneye kaldırılan Sırrı Süreyya Önder için ise geçmiş olsun mesajı iletti.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.