Suat Kılıç: “Tutukluluk ve seri soruşturmalar yargıda bir siyasi gölgenin varlığını göstermektedir!”

Suat Kılıç: “Tutukluluk ve seri soruşturmalar yargıda bir siyasi gölgenin varlığını göstermektedir!”
Yayınlama: 28.01.2025
A+
A-

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Yardımcısı Suat Kılıç, tutuklanan Ümit Özdağ ve soruşturma açılan Ekrem İmamoğlu’na ilişkin yaptığı açıklamada, “Yargıda siyasallaşma maalesef var. Bir genel başkanın, bir büyükşehir belediye başkanının arka arkaya soruşturmalarla kıskaca alınmasını doğru bulmuyoruz. Türkiye’de siyasetin daha özgür ve hukukun daha güven telkin ettiği bir iklimde yapılması gerekmektedir. Tutukluluk ve arka arkaya gelen seri soruşturmalar yargıda bir siyasi gölgenin varlığını hepimize göstermektedir, bundan kaçınmak lazım” dedi.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, partisinin MYK toplantısı sonrası yaptığı açıklamalarda Türkiye’nin gündemini sarsan Kartalkaya Otel yangını, İmralı görüşmeleri ve ekonomik kriz tartışmalarına ilişkin dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu.

“Gerçeklerin karartılmasına seyirci kalmayacağız, izin vermeyeceğiz”

Kartalkaya’da 78 kişinin hayatını kaybettiği otel yangını faciasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Suat Kılıç, Bolu Belediyesi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ağır eleştiriler yöneltti.

Sorumluların görevden ayrılması gerektiğini ifade eden Kılıç, şöyle konuştu:

“78 insanımızın yanarak veya dumandan zehirlenerek can verdiği yangın faciasında sorumluluğu bulunan isimlerin demagoji yapmaları, sorumluluğu birbirlerine atmaları kabul edilemez. Gerçeklerin karartılmasına seyirci kalmayacağız, izin vermeyeceğiz.”

“Hotel sahibi insan sağlığını hiçe saymış, kazanacağı paraya bakmış”

Yangına ilişkin eksiklikleri tek tek sıralayan Kılıç, şunları söyledi:

“Yangın çıkışları kapalı ya da yetersiz. Yangın merdivenleri bina içinde ve ulaşılabilir değil. Yangın springleri yok. Duman dedektörleri çalışmıyor. Yangın alarmı yok. Yangın söndürme tüpleri yok ya da yetersiz. Oteller bölgesinde bir tane bile itfaiye aracı yok. Otel sahibi sadece kazanacağı paraya bakmış, insan sağlığını hiçe saymış.”

Bakana ve belediye başkanına istifa çağrısı

Kılıç, Bolu Belediyesi’nin tali kusurlu, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ise asli kusurlu olduğunu belirterek şu çağrıyı yaptı:

“Ruhsat verip belgelendirdiği oteli yangın başta olmak üzere insan sağlığı yönünden denetlemeyen Kültür ve Turizm Bakanlığı asli kusurludur. Hem Belediye Başkanı hem de Kültür ve Turizm Bakanı soruşturmanın selameti ve sorumlulukları bakımından görevden ayrılmalı ya da alınmalıdır.”

Kılıç, yangına dair bilirkişi raporlarının sümen altı edildiğini de iddia ederek, “İlk rapordaki tespitleri ve sorumluları yok sayan her rapor şaibeli olacak, kamuoyu vicdanında karşılık bulmayacaktır” dedi.

“Bakan Mehmet Nuri Ersoy sorumluluktan kaçamaz!”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Kartalkaya faciasına dair açıklamalarını değerlendiren Kılıç şu şekilde konuştu:

“Sayın Bahçeli’nin Kartalkaya ile ilgili açıklamalarını ben ‘Kültür ve Turizm Bakanı da sorumluluktan kaçmamalıdır’ olarak algıladım. Umarım yanlış anlamamışımdır. Türkiye bir turizm ülkesi, bir kayak merkezinde tepeden dibine kadar otel yanmış, 78 insanımız can vermiş, Bakan ise belediyeyi suçluyor, il özel idareyi suçluyor, valiyi suçluyor. Kendisi dışında herkes suçlu. Oysaki kendi tur şirketi bile otele müşteri göndermeye devam etti yangın gününe kadar. Hal böyleyken Kültür ve Turizm Bakanı sorumluluktan kaçamaz, kaçınamaz. Sayın Bahçeli’nin bugün söylediğini biz geçen haftadan beri söylüyoruz. Bakan vicdanı, siyasi, hukuki sorumluluğunu üstlenmeli ve görevden affını dilemelidir.”

“İmralı görüşmeleri terörü cesaretlendiriyor”

Suat Kılıç, İmralı’da terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeleri de eleştirdi. Terörle mücadele vurgusu yapan Kılıç, görüşmeleri “abesle iştigal” olarak nitelendirerek şunları söyledi:

“Teröristbaşı Abdullah Öcalan ile terörün biteceğine, 40 bin insanımızın katili olan terörist APO ile Türkiye’ye terörsüz günlerin geleceğine inanmıyoruz. Terörü cesaretlendirmektir. Türk-Kürt kardeşliği İmralı’dan gelecek mesaja bırakılamayacak kadar önemli bir değerdir. Bu kardeşlik en az bin yıl önce zaten tesis edilmiştir.”

“YPG orada dururken kullanma tarihi dolmuş PKK bitse ne olur?”

Ayrıca, ABD’nin Suriye’de YPG’yi silahlandırmaya devam ettiğini belirten Kılıç, PKK ve YPG ile mücadelenin kesintisiz sürmesi gerektiğini vurguladı:

“Türkiye’ye karşı silahlandırılan YPG orada dururken son kullanma tarihi zaten dolmuş PKK bitse ne olur, bitmese ne olur?”

“Arka arkaya soruşturmalarla kıskaca alınıyor”

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili devam eden yargı süreçleri hakkında konuşan Suat Kılıç şu ifadelere yer verdi:

“Yargıda siyasallaşma maalesef var. Bir genel başkanın, bir büyükşehir belediye başkanının arka arkaya soruşturmalarla kıskaca alınmasını doğru bulmuyoruz. Türkiye’de siyasetin daha özgür ve hukukun daha güven telkin ettiği bir iklimde yapılması gerekmektedir. Siyasetin soruşturmalarla bu kadar sık boğaz edildiği bir ülke, dışarıdan bakıldığında demokratik bir ülke görüntüsü vermiyor. Bunun iktidara da bir katkısı yok, Türkiye’nin finansal güvenliğine de bir katkısı yok. O nedenle bir an önce bu soruşturmaların gevşetilmesini ve yargılamasına tutuklu devam edilen isimlerin, siyasilerin serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Türkiye’de yasalara ve anayasaya göre kurulmuş bir siyasi partinin genel başkanını tutuklu tutmanın bir anlamı yoktur. Milyonlarca kişinin oyuyla seçilmiş bir büyükşehir belediye başkanını da soruşturmalarla köşeye sıkıştırmanın bir anlamı yoktur. Elbette kimsenin suç işleme özgürlüğü yok. Suç işlemek bir özgürlük değildir, bir seçimdir, tercihtir. Suç işleyen bunun hukuk önünde, yargı önünde hesabını verir. Tutukluluk ve arka arkaya gelen seri soruşturmalar yargıda bir siyasi gölgenin varlığını hepimize göstermektedir, bundan kaçınmak lazım.”

“Ekonomi alarm veriyor, erken seçim kaçınılmaz”

Ekonomik kriz üzerinden hükümeti eleştiren Kılıç, borç-faiz sarmalının sürdürülemez hale geldiğini ve Türkiye’nin erken seçime zorlandığını ifade etti:

“Türkiye’nin Hazine garantisi verilen müteahhitlerin borçlarıyla birlikte dış borç yükü 540 milyar dolara ulaşmıştır. Türkiye’nin 2025 yılında ödemek zorunda olduğu borç faizi ise 60 milyar dolardır. Borcun borçla ödendiği, milli gelirimizin iş ve ihtiyaçlara değil faiz ödemelerine aktarıldığı bu düzen sürdürülebilir değildir.”
Kılıç, TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranları ile ücret artışları arasındaki uçurumu da eleştirerek şunları ekledi:
“TÜİK enflasyonu yüzde 44. Asgari ücrete yapılan artış yüzde 30. SSK ve BAĞKUR emeklisine yüzde 15. Memur emeklisine yüzde 11. Ücret ve aylıklar enflasyona ezdirildi. Refah payı da verilmedi. Bu ekonomik tablo sürdürülebilir değildir. Fatura her zaman olduğu gibi dar gelirlilere kesilmiştir.”

Ekonomik şartların erken seçimi zorunlu kıldığını söyleyen Kılıç, Milli Görüş ve Adil Düzen vurgusu yaparak şu çağrıyı yaptı:

“Faizsiz ekonomiyi savunanlar döneminde Türkiye’miz, tarihinin en yüksek faiz ödemeleriyle karşı karşıya bulunmaktadır. Borç-faiz sarmalından çıkışın ve ekonomik kurtuluşun tek çaresi Milli Görüş ve Adil Düzen iktidarına ulaşmaktır.”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.