İmralı’da gerçekleştirilen üçüncü görüşmenin ardından DEM Parti heyeti, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın mesajını İstanbul’da düzenlenen basın toplantısıyla açıkladı. Öcalan’ın PKK’ya yönelik “Tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir.” sözleri dikkat çekti.
DEM Parti heyetinde bulunan isimler, Abdullah Öcalan ile gerçekleştirdikleri görüşmenin detaylarını kamuoyuyla paylaşırken, teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın PKK’ya çağrısı Türkiye’nin gündemine oturdu.
Sırrı Süreyya Önder: “Bu Barış, Tüm Kayıplar İçin”
Basın toplantısında ilk olarak Sırrı Süreyya Önder konuştu ve sürecin barışa evrilmesi gerektiğini vurguladı. Önder, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Ekmeğinden, aşından edilen Barış Akademisyenleri’nin bu barıştaki payı yadsınamaz. Ebedi şükranlarımızı kabul etmenizi diliyoruz. Suruç’ta, garda toprağın karnına giren her gencimizi saygı ve sevgiyle, minnetle selamlıyoruz. Sizin hatıranızadır bu barış. Bu ülkenin bütün evlatlarını, asker-polis ayırt etmeksizin saygı ve rahmetle anıyoruz. Bir daha böyle günler görmemeyi diliyoruz ve bunun sözünü veriyoruz.”
Sırrı Süreyya Önder’in ardından Öcalan’ın mesajı önce Ahmet Türk tarafından Kürtçe, ardından Pervin Buldan tarafından Türkçe olarak okundu.
Öcalan’dan Açık Mesaj: PKK Silah Bırakmalı
Teröristbaşı Öcalan’ın açıklaması şu şekilde:
“PKK, tarihin en yoğun şiddet yüzyılı olan 20. asrı, İki Dünya Savaşı, real sosyalizm ve dünya genelinde yaşanan soğuk savaş ortamları, Kürt realitesinin inkarı, başta ifade olmak üzere özgürlükler konusunda yasaklardan kaynaklı oluşan zeminde doğmuştur.
Teori, program, strateji ve taktik olarak yüzyılın real sosyalist sistem gerçeğinin ağır etkisinde kalmıştır. 1990’larda real sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır. Kürt-Türk ilişkileri bin yılı aşan tarihler boyunca Türkler ve Kürtler varlıklarını sürdürmek ve hegemonik güçlere karşı ayakta kalmak için gönüllülük yönü ağır basan hep bir ittifak içinde kalmayı zorunlu görmüşlerdir. Kapitalist modernitenin son iki yüz yılı bu ittifakı parçalamayı esas gaye edinmiştir. Etkilenen güçler sınıf temelleriyle birlikte buna hizmeti esas bellemişlerdir. Cumhuriyetin tek tipçi yorumlarıyla birlikte bu süreç hızlanmıştır.
Günümüzde çok kırılgan hal alan tarihsel ilişkiyi kardeşlik ruhu içinde inançları da göz ardı etmeden yeniden düzenlemek esas görevdir. Demokratik toplum ihtiyacı kaçınılmazdır. Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olan PKK’nin güç ve taban bulması demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklanmıştır. Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan ayrı ulus devlet, federasyon, idari özellik ve kültürelist çözümler tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır. Kimliklere saygı kendilerini özgürce ifade edip demokratik anlamda örgütlenmeleri her kesimin kendilerine esas aldıkları sosyoekonomik ve siyasal yapılanmaları ancak demokratik toplum ve siyasal alanın mevcudiyetiyle mümkündür.
Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ancak demokrasiyle taçlandırıldığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabilecektir. Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur, olamaz. Demokratik uzlaşma temel yöntemdir. Barış ve demokratik toplum döneminin dili de gerçekliğe uygun geliştirilmek durumundadır. Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı çağrı Sayın Cumhurbaşkanı’nın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum.
Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın. Tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir. Ortak yaşama inanan ve çağrıma kulak veren tüm kesimlere selamlarımı iletiyorum.”