Danıştay, aileyi ifsad projesi olarak hayata geçirilen ve eşcinsel sapkınların önünü açan İstanbul Sözleşmesi hakkındaki kararını verdi. Danıştay İdari Dava Dairleri Kurulu (İDDK), Türkiye’nin sözleşmeden çekilmesini hukuka uygun buldu. Böylece Türkiye resmen İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmiş oldu.
Milli Nizam
11 Mayıs 2011 tarihinde imzalanarak Türkiye’nin başına bela edilen İstanbul Sözleşmesi, ailelerde maddi manevi derin yaralar açtı. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi iddiasıyla Batı tarafından Müslüman topraklarına sokulan sözleşmeyle LGBT’liler kendilerinde söz hakkı bularak sapkınlıklarını aleni bir biçimde yaymaya başladı.
Yuvalar dağıldı, gençler LGBT illetiyle zehirlendi
Sözleşmenin uygulamaya konulmasından bu yana ‘kadının beyanı esastır’ maddesiyle erkekler mağdur edilerek yuvalar dağılırken; eşcinsel sapkınlar da daha fazla gencimizi zehirledi.
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı
Aileye duyarlı çevrelerle birlikte, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’ın sık sık gündeme taşıdığı İstanbul Sözleşmesi’nden 20 Mart 2021’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla çekilme kararı alındı.
Muhalefetten karar itiraz
CHP, İYİ Parti başta olmak üzere, kararın iptali için Danıştay’a çok sayıda dava açıldı.
Danıştay İdari Dava Dairleri Kurulu (İDDK), bugün İstanbul Sözleşmesi’nde ilişkin son kararı verdi.
Türkiye resmen sözleşmeden çekildi
Cumhurbaşkanı kararının iptal istemini reddeden Danıştay 10. Dairesi’nin kararı oyçokluğuyla onandı. Böylece Türkiye İstanbul Sözleşmesi’nden resmen çekilmiş oldu.
Fatih Erbakan’dan İstanbul Sözleşmesi’ne tepki
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına ilişkin teşekkür mesajı yayımlarken, “Kadınlarımızın korunması, hak ettiği değerin verilmesi, toplumda saygın bir yer edinmesi için Batı icadı ve dayatması, asıl amacı çok farklı olan sözleşmelere, düzenlemelere ihtiyacımız yoktur. Sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarihten bu yana, kadına yönelik şiddetin 10 kat artması da bunun en açık göstergesidir. Aile yapımızı ve kadınlarımızı korumak ve yüceltmek için, gereken her türlü değer ve prensip Aziz Milletimizin tarihinde, kültüründe, bizim kendi medeniyetimizde zaten mevcuttur.” ifadelerini kullanmıştı.