Narin Güran’ın ölümüne ilişkin davada sular durulmuyor. Cinayetle ilgili açılan davada, bu kez yargı süreci tartışmaların odağında. Sanık avukatları, mahkeme hakiminin usulsüz işlemler gerçekleştirdiğini öne sürerek Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) şikâyette bulundu.
Avukatlar, davanın başından bu yana yargılama sürecinde ciddi usul hataları yapıldığını savunuyor. Mahkeme tutanaklarıyla, duruşma kayıtlarının örtüşmediğini iddia eden savunma tarafı, bu durumun davanın seyrini ve meşruiyetini etkilediğini ileri sürdü.
“Tutanaklar Gerçeği Yansıtmıyor”
Avukat Mustafa Demir imzasıyla sunulan dilekçede, sanıklara CMK 147 gereğince yapılması gereken hak hatırlatmalarının yapılmadığı belirtildi. Oysa duruşma tutanağında bu işlemlerin yapılmış gibi gösterildiği öne sürülüyor.
Avukatlar, SEGBİS kayıtlarının incelenmesi durumunda tutanağın gerçek dışı ifadeler içerdiğinin ortaya çıkacağını savunuyor. Bu durumun, yargılamanın geçersiz sayılmasına neden olabilecek kadar ciddi bir usulsüzlük olduğu ifade edildi.
UCİM Derneği’nin Katılımına İtiraz: “Davanın Tarafı Değil”
Sanık avukatları, UCİM (Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği) temsilcisinin, duruşmalarda yer almasına da itiraz etti. Suçun adliyeye karşı işlendiğini ve mağdurun çocuk değil kamu kurumu olduğunu belirten savunma, UCİM’in katılımcı olarak kabul edilmesini “hukuken geçersiz” buldu.
Dilekçede yer alan en dikkat çeken unsurlardan biri de reddihakim talebinin değerlendirmeye alınmaması oldu. Avukatlar, bu talebin yazılı sunulduğunu ancak hakimin ara vermeden yargılamaya devam ettiğini belirterek sürecin adil olmadığını savundu.
HSK’ya Şikâyet: “Yargıya Güven Sarsılıyor”
Sanıkların 7 aydan uzun süredir tutuklu bulunduğuna dikkat çekilen dilekçede, haklarında isnat edilen suçun katalog suçlar kapsamında yer almadığı halde tutukluluğun sürdüğü vurgulandı. Bu gerekçeyle verilen tutukluluk kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürüldü.
Tüm bu gerekçelerle mahkeme hakimi hakkında disiplin soruşturması talep edildi. Şikâyet dilekçesinde, yaşananların “adil yargılanma hakkını ihlal ettiği” ve “yargıya olan güveni sarstığı” ifade edildi. Gözler şimdi Hâkimler ve Savcılar Kurulu’ndan gelecek yanıta çevrildi.