Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, yerel seçim çalışmaları kapsamında geldiği Ordu’da 2028 yılındaki genel seçimlerde iktidarda olmayı hedeflediklerini belirterek, “Bizim hedefimiz ilk olarak belediye seçimlerinde hizmetlerin nasıl olduğunu göstereceğiz, ahlaklı belediyecilik nasıl olacak ülkemize göstereceğiz. Belediyeler iktidardan yana olacak diyenlere inanmayın. Biz geçmişte bunu başardık, şimdi de başaracağız. Siz şimdi belediyeciliği bize verin, 2028’de zaten iktidarda biz olacağız” şeklinde konuştu.
31 Mart Mahalli İdareler seçimlerine sayılı günler kala temposunu artıran Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, Ordu’nun Ünye, Fatsa ve Çamaş ilçelerinde Seçim Koordinasyon Merkezleri (SKM) açtı.
Meydanlar Yeniden Refah diyor
SKM açılışlarına partililere seslenen Erbakan, 1 Nisan’dan itibaren ahlaklı belediyecilik ile vatandaşların derdine derman olacaklarını söyledi. Meydanlarda 1994 ruhunun hissedildiğini belirten Erbakan, “Meydanlar, ‘Yeniden Refah’ diyor. Milletimiz, ‘Yeniden Refah’ diyor. Anketler, ‘Yeniden Refah’ diyor. İnşallah 31 Mart’ta sandıklar da ‘Yeniden Refah’ diyecek. Bunun en büyük ispatı, Yeniden Refah Partimizin üye sayısı. Artık hızına biz dahi yetişemiyoruz. Ünye stantlarımızın önünde artık kuyruk oluyor. Günde 2 bin 500 üye artışı yaşıyoruz. Ayda 75 bin yapar, 1 senede 1 milyon yapar. Bugün itibarıyla 470 bin sınırını aştık. 500 bine doğru koşar adımla devam ediyoruz. 6 ay önce, eylül ayı başında 260 bin olan üye sayımız, 6 ayın içinde 470 bini aştı. 6 ayda yüzde 80’inin üzerinde büyüme başka bir siyasi partiye nasip olmaz. Yeniden Refah Partimiz, Türkiye’nin en hızlı büyüyen siyasi partisidir; Türkiye siyasetinin parlayan yıldızıdır” diye konuştu.
‘Yeniden Refah yüzde 20’nin üzerinde oy alacak’
Genel Başkan Erbakan, “Anketlerden görüyorsunuz, geçtiğimiz seçimde bizi diğerler kategorisinde gösteren anket firmaları, bugün 6-7 puan, 8 puan gösteriyor. Diğerlerinin içinde gösterdiklerinde, 0,2-0,3 oy gösterdiklerinde yüzde 3’e yakın oy aldığımıza göre, yüzde 6-7 gösterdiklerinde kaç oy alacağımızı gelin; siz düşünün. Allah’ın izni ile Yeniden Refah Partimiz, yüzde 20’nin üzerinde oy alacak. Bütün Türkiye’de meydanlar bunu gösteriyor. Milletimiz bunu söylüyor ve üye sayımız da bunu ispat ediyor. Milletimiz artık değişim istiyor. Artık yeniden Milli Görüş’ü istiyor. Milli Görüş’ün hem yerel yönetimlerde hem de hükümette o efsane hizmetlerini özlüyor ve kurtuluşun adresi olarak, toplanma merkezi olarak, değişimin adresi olarak Yeniden Refah Partimizi görüyor. Akın akın Yeniden Refah Partimize koşuyor. Elhamdülillah. Bu hızla devam edip, bu güçlü rüzgarla devam edip, Milli Görüş’ün bereketiyle 31 Mart’ta sandıkları patlatacağız. Önce yerel yönetimlerde, arkasından 2028’de Milli Görüş iktidarını gerçekleştireceğiz” diye konuştu.
‘Hikaye karın doyurmuyor’
İktidara ekonomi üzerinden eleştirilerde bulunan Erbakan, “Sözün bittiği yerdeyiz. Hiçbir anlatılan hikaye karın doyurmuyor, derde derman olmuyor. Sadece oyalama, sadece zaman kaybı. ‘Bir seçimi daha atlatabilir miyiz’ kaygısı ile anlatılan hikayeler. Peki, gerçekler ne Türkiye’de? Halkın yüzde 85’i yoksul, yüzde 45’i açlık sınırının altında gelire sahip. Açlık sınırı 20 bine dayanmış. Bu ne demek; 10 milyon asgari ücretli ve milyonlarca emekli, açlık sınırının altında. 10 bin TL alan emekli açlık sınırının yarısı kadar maaş alıyor demek. Yoksulluk sınırı, bu ülkede aylık 53 bin TL’ye gelmiş. Bu fiyatlarla, bu enflasyonla 4 kişilik ailenin aylık 53 bin TL geliri yoksa; o aile bu ülkede fakir konumunda. İşte bu matematikle baktığınızda halkın yüzde 85’i yoksul, yüzde 45’i aç. Zaten sosyal yardımlar, dağıtılan erzaklar, gıda yardımları, çok övünerek söyledikleri aslında Türkiye’nin nasıl fakirleştiğinin bir ispatı. 2002’de 1 milyon haneye sosyal yardım yapılırken, bugün 4,5 milyon haneye sosyal yardım yapılıyor. Nüfusumuz 2002’den bu yana 4,5 kat mı arttı? Hayır. Ama fakirlik 4,5 kat arttı. 1 milyon hane sosyal yardıma muhtaçken, bugün 4,5 milyon hane yardıma muhtaç hale gelmiş. 20 sene önce vatandaşın bankalara borcu 6 milyar TL iken; bugün 2,5 trilyon TL’ye fırlamış. Bir insan, bankaya, kredi kartına keyfinden borçlanır mı? Gelir seviyesi, maaşı yeterli olsa, imkanı olsa gidip de kredi çeker mi, kredi kartı kullanmak zorunda kalır mı? 85 milyon vatandaşın bankaya borcu, son 20 senede 400 misli artmış. Çiftçinin, köylünün borçları 20 senede 2,5 milyar TL’den 530 milyar TL’ye geldi. 220 misli artmış. Dar gelirli milyonlar, işçi, memur, esnaf, emekli, köylü, boğazına kadar borca batıyor. Neden? Çünkü gelir seviyesi yeterli değil. Çünkü açlık ve yoksulluk sınırının altında gelir ile hayatta kalmak mecburiyetinde kalıyor” dedi.