Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, kendisine yöneltilen ‘Cumhur İttifakına destek vermeseydim dediğiniz oldu mu?’ sorusuna ilişkin, “Şimdi bu adımı atmasaydık, kendimizi sorumlu hissedebilirdik. Bu nedenle bir pişmanlık yaşamıyoruz. ‘Eğer biz böyle bir adım atsaydık, böyle bir hayra vesile olur muyduk, bu adımları onların atmasına vesile olur muyduk?’ diyecektik. Ama şimdi azından böyle bir vebalimiz kalmadı. Tabiri caizse bizden günah gitti. ” dedi.
İstanbul Fatih’te bir otelde İstanbul Suriçi Grubunun düzenlediği programda konuşan Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin çalışmalarını anlattı.
“Türkiye’nin üçüncü büyük partisiyiz”
Erbakan, bugün geldikleri noktada 2 seçimden alnının akıyla çıkmış Yeniden Refah Partisi’nin üye sayısının 555 bini aştığını belirterek, “Aylık yaklaşık 30 bin civarında yeni üye kaydıyla üyelerimiz artıyor. Bunu en kısa zamanda ayda 50 bine çıkarmak ve inşallah en kısa sürede bir milyon üye hedefine ulaşmak istiyoruz. Bu üye sayımızda bugün Türkiye’de üye sayısı bakımından Türkiye’nin üçüncü büyük siyasi partisi konumundayız. ” diye konuştu.
“Emekliler ve asgari ücretliler açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veriyor”
Partisinin maddi ve manevi kalkınma ve dış politikayla ilgili hedeflerini açıklayan Erbakan, emeklilerin ve asgari ücretlilerin mevcut ekonomik şartlarda yaşam mücadelesi verdiğini belirterek şöyle konuştu:
“Maddi kalkınmayla ilgili şu anda mevcut durumumuzu göz önüne getirecek olursak, bir defa Türkiye’de asgari ücretli milyonlarca insanın, üzülerek ifade ediyorum, açlık sınırının altında bir gelirle yaşam mücadelesi verdiğini görüyoruz. 17 bin lira asgari ücret, emekli maaşı 12 bin 500 lira. Ve bugün yapılan araştırmalar Ağustos ayı itibariyle Türkiye’de açlık sınırını 21 bin liraya dayandığını gösteriyor. Yine Ağustos ayı itibariyle Türkiye’de yoksulluk sınırının 64 bin lira seviyesine dayandığını gösteriyor. Bu yüzde 75’lik enflasyon ortamında, bu gıda enflasyonu ortamında maalesef açlık sınırı 21 bin liraya, yoksulluk sınırı da 64 bin liraya dayanmış. Bunun manası en düşük seviyede emekli maaşı alan emeklilerimizin çok önemli bir kısmı ve asgari ücretlilerimizin tamamı açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veriyor.”
“Gazze’yi bize seyrettiriyorlar”
Gazze’de yaşanan soykırıma 2 milyarlık İslam aleminin seyirci kaldığını söyleyen Erbakan, Türkiye’nin mutlaka İslam alemine öncülük etmesi gerektiğine dikkati çekerek; Hepiniz bildiği gibi Irakta’ki işgali yıllarca seyrettik. 1 milyon sivil orada hayatını kaybetti, Irak işgal edildi, üçe parçalandı. Bizim komşumuz, kardeşimiz hatta kısa bir geçmişte vatan toprağımız olan toprakların işgal edilmesini hep birlikte seyrettik. Arakan’ı hep birlikte seyrettik. Küçücük çocukların, kadınların nasıl katledildiğini seyrettik. Keşmir’i seyrediyoruz, Doğu Türkistan’ı seyrediyoruz. Film izler gibi seyrediyoruz ve şimdi de Gazze’yi seyrettiriyorlar bize. Gazze’yi de maalesef seyrediyoruz. Yapabildiğimiz sadece kınamak, konuşmak, miting yapmak, lanetlemek iyi de bu sonucu değiştirmiyor ki. Gazze diye bir şey ortada kalmadı. Şimdi Batı Şeria’ya geçtik. Yakında Filistin diye de bir şey kalmayacak. Zaten bir avuç yer kalmış ve arkasından bu canavar, adım adım asıl hedefi olan Büyük İsrail’e doğru yürüyecek. Bu bir Filistin meselesi, bir Arap meselesi değil, bir Müslüman meselesi de değil bu bir insanlık meselesi. Türkiye’de Kapadokya’dan, Nevşehir’den başlayıp, Medine-i Münevvere’ye kadar Mısır’dan tutun, İran’a kadar içine alan bir büyük İsrail söz konusu. Bu işler lafla, sözle, kınamayla olmuyor. Bunu yıllardan beri görüyoruz. Ne olması lazım? Güçlü olmamız lazım. Türkiye’nin mutlaka İslam alemine öncülük etmesi lazım. Sadece Türkiye’nin, Mısır’ın, Malezya’nın, Pakistan’ın da tek başına üstesinden gelebileceği bir sorun, bir güç değil karşımızdaki. 57 Müslüman ülkenin Türkiye’nin öncülüğünde bir araya getirilmesi lazım”
“Günah artık bizden gitti”
Konuşmasının ardından toplantıya katılanlarının sorularını yanıtlayan Erbakan, 2023 Genel Seçimlerinde Cumhur İttifakı’na destek vermelerinden ötürü pişman olup olmadıklarına ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
“Yeniden Refah Parti’mizi kurduğumuz tarihten itibaren bize dediler ki, ‘Bir yerde Erbakan Hocamızın yetiştirdiği bir Cumhurbaşkanı var. Refah Partili, Milli görüşlü, ve şu anda iktidardalar. Sizin bu anlattıklarınızı onlarla birlikte hayata geçirseniz, onlara bunları söyleseniz, onlar bunları icra etseler, daha evvel daha çabuk olmaz mı? Siz tek başınıza çalışıp iktidara gelip, bunları uygulayana kadar hazır bunlar Erbakan hocamızın öğrencileri, hazır bunlar iktidardalar onlarla birlikte bunu gerçekleştirin.’ Bizde 14 Mayıs’ta ki ittifak teklifini bu minvalde değerlendirdik. Bizim ittifaka girmek için herhangi bir şartımız yok. Milletvekilliği, bakanlık veya herhangi dünyalık bir beklentimiz yok. ‘Bizimde yıllarca anlattığımız, Erbakan hocamızdan aldığımız Millî Görüşün ortaya koyduğu bu hususlarda bir adım atarsanız eğer ki seçilmeniz halinde, bizde destek olalım’ dedik. Hatta bu önce kabul edilmediği için biz kendi Cumhurbaşkanı adaylığımızı ilan ettik. İmzaları topladık. Sonradan, ‘Peki kabul ediyoruz’ denildiği için bu adaylığı geri çektik. Madem böyleyse ‘Bir mutabakat imzalayalım’ dedik. Bunlar İmzalandı. Uygulamaların takipçisi olacağımızı söyledik. Ve böyle bu yanlışlardan dönülmesi için onlara bir zeytin dalı uzatmış olduk. ‘Bunlar uygulanırsa milletin faydasına olur. Bir an uygulanmış olsun, 2028’de veya 2033’de uygulanacağına şimdi uygulansın, 2023’de uygulansın’ dedik. Bu niyetle böyle bir adım attık. Şimdi bunu atmasaydık, kendimizi sorumlu hissedebilirdik. Bu nedenle bir pişmanlık yaşamıyoruz. ‘Eğer biz böyle bir adım atsaydık, böyle bir hayra vesile olur muyduk, bu adımları onların atmasına vesile olur muyduk?’ diyecektik. Ama şimdi azından böyle bir vebalimiz kalmadı. O nedenle şimdi bunu atmasaydık, kendimizi sorumlu hissedebilirdik. Bu nedenle bir pişmanlık aslında yaşamıyoruz. ‘Eğer biz bu adımı atsaydık böyle bir hayra vesile olur muyduk? Bu adımları onlara atmasına vesile olur muyduk?’ diye düşünecektik. Ama şimdi en azından artık vebalimiz kalmadı. Tabiri caizse bizden günah gitti. Biz elimizden geleni yaptık. Ama yine de bunlar uygulanmadı noktasındayız. O nedenle bir pişmanlığımız yok. İnşallah artık bundan sonra Yeniden Refah Partimizin iktidarıyla bu hususları bizim uygulamamız nasip olur. Milletin derdine derman olmak inşallah nasip olur.”