Büyük Dâvâ Adamı Prof.Dr. Necmettin Erbakan‘ı vefatının 13. Yıldönümünde rahmet ve özlemle yâd ediyoruz.
Gönüllerimizde güzel sözleri:
“Ne yaptıysam Allah rızası için yaptım!”
“İman varsa, imkân da vardır!”
“Allah’a kul olmayan, davasına er olamaz!”
“Kaymak dünyada yenmez, kaymak cennette yenir!”
“Hakk’ın tesisi için çalışmamakla batılın hakimiyeti için çalışmak arasında fark yoktur.”
“Haksız bir davada zirve olmaktansa, hak davada zerre olmayı tercih ederiz.”
“Hayat, iman ve cihattır. Bu iki değere kim sahipse zaferi onlar kazanacaktır.”
“Bazen bize soruyorlar: ‘Bütün okulları birincilikle bitirmişsiniz. Deha seviyesinde bir beyne sahipsiniz. Bilim dünyasında büyük buluşlara imza atmışsınız. Bir bilim adamı olarak kalıp, ilmî buluşlara imza atsaydınız, insanlığa bu şekilde hizmet etseydiniz daha iyi olmaz mıydı?’ Bizim cevabımız şudur: ‘Bir üniversitede profesör olabilirsiniz. Nobel ödülleri de alabilirsiniz; ama ülkenizin insanı bugün olduğu gibi açsa, sefalet ve zorluklar içerisindeyse, dünyada 300 bin çocuk yoksulluk içinde, açlıktan ölüyorsa, sizin Nobel ödülleriniz ne işe yarar?’ “
x
Rahmetli Necmettin Erbakan Hoca, insanlık vasfını kaybetmemişlerin önünde saygıyla eğildiği, insanlıktan çıkmışların ise nefret ettiği bir Büyük İlim, Bilim, Siyaset, Millet ve Devlet Adamı.
En zor vakitlerde, herkesin “Bu iş bitti artık!” dediği anlarda…
“İman varsa imkân da vardır!” diyen ve yoluna kaldığı yerden, daha da büyük bir azimle devam eden bir İrade ve Azim Abidesi…
Kendisiyle birlikte çalışanlar dostlarından biri, “Masanın başına oturunca öylesine dalardı ki işine, sabah namazını eda etmek için kalktığında, sırtındaki ceketin vatkasının terden ıslanmış olduğunu fark etmezdi bile!” diye anlatıyor Merhum Erbakan’ı…
x
“Yoruldum!”
Yok…
Asla yorulmak yok!..
İman varsa, yorulmak da yok!..
Heyecan varsa, tamam…
“Heyecan, heyecan, heyecan!”
Bir tevazu ve nezaket abidesi Merhum Erbakan.
Her misafiriyle bizzat ilgilenen, halini hatırını soran, konuşulanları can kulağı ile dinleyen, gülümseyerek karşılayıp gülümseyerek yolcu eden…
Çok titiz; en ufak bir ihmali asla görmezden gelmeyen…
Kendisine ve birlikte çalıştığı herkese hedefler koyan, hedefleri sürekli olarak büyüten…
En ufak bir ihmali asla hoş görmeyen, üzerine aldığı vazifeyi yerine getirmekte gevşeklik gösterilmesine asla tahammülü olmayan…
“İki günü eşit olan ziyandadır!” kutlu emri ile hareket eden bir Büyük Dâvâ Adamı.
Bugün, Milli Eğitim’in yetersizliğinden, verimsizliğinden, nesilleri milli ve manevi değerlerle teçhiz etmek yerine ruhsuz, gayesiz, çilesiz, idraksiz kitleler haline getirmekten başka bir işe yaramadığından şikâyet eden…
Bugün, Anadolu Ailesi’nin çöküşünden, toplumu ayakta tutan, insanları birbirlerine bağlayan kıymet ve kavramların erozyona uğramasından…
Memleketin borca batmasından şikayet eden kim varsa, çağımızdan bir Güzel Misali; Rahmetli Necmettin Erbakan Hoca’yı okusun, izlesin, dinlesin…
Rahmetli Erbakan Hoca’nın “Milli Görüş” hareketi üzerinde çalışsın…
Memleketini seven her bir vatan evlâdı da, gönlünü ve ellerini açsın…
“Allah Razı Olsun Hocam” desin.
Dualarından Rahmetli Erbakan Hoca‘yı eksik etmesin.
İmza:
Rahmetli Erbakan Hoca’yı çok seven vatandaşlardan biri