PKK Terör Örgütü’nün aparattan ibaret olduğunu, bizi ABD/İsrail’in vurduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz.

Otuz yıl boyunca bize otuz binden fazla vatan evlâdını kaybetmenin acısını yaşatan…

Trilyonlarca “dolar”lık kaynağımızı, ürettikleri PKK ve diğer terör örgütleriyle” “mücadeleye” harcamamıza, büyük  ekonomik sıkıntılar içine düşmemize sebep olan…

Dahası…

Bütün darbeleri, darbe girişimlerini tezgâhlayan, Siyonizm’in güdümündeki ABD!

Bugün…

Türkiye, Büyük İsrail operasyonuna direnen tek ülke…

Suudi Amerika ile diğerlerini bir küre etrafında birleştirip iyice yola getirdiler.”

KRALLAR ATANMIŞ, SÜT DÖKMÜŞ KEDİ

Arseven,  “Soykırımcı Netahyahu, “Oturun oturduğunuz yerde, işimize karışmayın! Yoksa, oturtulduğunuz o koltukları da kaybedersiniz sahte krallar, atanmış krallar!” diyerek pozisyonlarını hatırlattı biliyorsunuz.

O noktadan sonra gördük, atanmış krallar iyice süt dökmüş kedi!..” ifadelerini kullandığı  Milat Gazetesi’ndeki yazısını şöyle sürdürdü:

“Mısır derseniz, Kenan Evrenleri SİSİ’ye yaptırılan darbe ile bitti, bitirildi.

Gazze Soykırımı’na en büyük destek, Mücahitler kazandığında “devrilme” ve “hesap sorulma” endişesi yaşayan SİSİ’den!..

İran’ın İslam Dünyası diye bir derdinin olmadığını biliyoruz.

Türk Dünyası’nın Türkiye dışındaki ülkelerinin bağımlılıkları, kısıtlılıkları da malûm.

Türkiye’de, ne varsa, Selçuklu’nun Osmanlı’nın mirasçısı Türkiye’de var.

Suriye’nin Kuzeyi’ndeki kantonları birleştirip, nefesimizi kesmek, Büyük İsrail’in yolunu açmak istediler, Türkiye sınır ötesi operasyonlarla engel oldu.

Irak’ın Kuzeyi’ni “İsrail”e açmak istediler, Türkiye güç kullanarak engel oldu.

ABD, Kudüs’ü, İsrail’in (sözde) Devlet olma kararının İngilizler tarafından verildiği 1917 tarihli Belfour Deklarasyonu’nun yüzüncü yıl dönümünde Başkent ilân etti!..

İsrail Terör Örgütü’nün Başkenti!

Bu oldu bittiye en sert tepkiyi Türkiye verdi ve bu tarihten sonra, ülkemize yönelik operasyonlar iyice hızlandı.

Terör örgütleri iyice azdı, ekonomimizi batırmak için sağlı, sollu ataklar geldi.

Türkiye bu süreçte, bir yandan içerideki teröristleri imha etmek, sınır dışına itmek, sınır dışına atmak, sınırlarının dışında oluşturduğu güvenli bölgelerin dışına atmak için büyük askeri operasyonlara girişti.

MİT’in başarılı çalışmaları sayesinde, terör örgütlerinin ele başlarını etkisiz hale getirdi.

Devlet’e sızmış terör örgütü uzantılarını temizlemek için büyük gayretler sarf etti.

Temizlik harekâtının yan etkileriyle uğraştı.

ABD-İsrail’in politika alanındaki uzantılarıyla, “demokrasi”nin kuralları içinde mücadele etmeye çalıştı.

Gazze’deki Siyonist soykırıma karşı net tepkisi, konuyu dünya gündeminin birinci sırasına yerleştirmesi Türkiye’yi hedef ülke haline getirdi!

İsrail’in soykırımcılığını haykırması da Türkiye’yi iyice hedefe yerleştirdi.

Bunlar devam edecek.

Bugün savaştayız.

Herkes bilmeli ki, ABD-İsrail tarafından vuruluyoruz!

Bugün…

Şehitlerimiz var, yaralılarımız var yine.

Milyonlarca vatandaşımız gibi çok kızgınım.

Meclis’te hâlâ PKK Terör Örgütü’nün propagandasını yapanlar var.

Onların yollarına kırmızı halılar serenler var!..

Şehit babalarına “Kimsiniz lan!” diye bağıranlar var!..

X

Ne yapacağız?

Öncelikle…

Karşımızdaki tehdidin “terör örgütleri” tehdidi olmadığını, “devlet görünümlü” teröristler ABD ve İsrail’le uğraştığımızı bileceğiz!..

Bunu herkese bıkmadan, usanmadan anlatacağız!..

Aramızdaki “teferruatta” kalan ihtilafları değil, bizi yüzyıllardır bir arada tutan müşterekleri öne çıkartacağız…

Bugün…

ABD-İsrail Terörü’ne karşı olan her siyasi hareketin, “ortak” hareket etmesi gereken bir gün…

Mesele vatan ise gerisi teferruat!..

Bu bilinçle hareket edeceğiz ve “bölücü”leri, “birlik ve beraberlik” hamlelerimizle etkisiz hale getireceğiz!..

Saflarımızı sıklaştıracağız!..

Ve Allah’ın izniyle işgal girişimini püskürteceğiz!..”