Dubai Çikolatası yemeyen kaç kişi kaldık? Israrla bu israf ve görmemişlik çılgınlığına direnen kaç kişiyiz?
Son zamanlarda Türkiye’nin Avrupa’ya ihracat yaptığı ve içerik olarak Avrupa Birliği gıda normlarına uygun olmayan içerik nedeniyle Türkiye’ye geri gönderilen fıstıkları değerlendirmek amacıyla bir çikolata furyası başladı. Geçmişte farklı denemeleri olan çikolata üretim aşamaları oldu; bu sefer de iade fıstıkları değerlendirmek için insan sağlığını hiçe sayan bir şekilde pazarlama teknikleri kullanıldı.
Dubai çikolatası çılgınlığı öyle bir hal aldı ki insanlar çikolata almak için dükkanlarda sıraya girdi, kuyruk oluşturdu. Bu durum, adeta modern tüketim toplumunun bir yansıması. Bir yanda temiz su ve gıdaya ulaşamayan insanlar, yetersiz beslenme nedeniyle ölen bebekler, savaş bölgelerinde açlıktan ölen masum sivil insanlar; diğer tarafta ise iade fıstıkları değerlendirmek için üretilen lüks çikolatalar. Adalet bunun neresinde?
Bu soruyu sormak, sadece vicdani bir sorgulama değil, aynı zamanda global ekonomik ve sosyal adaletsizliklere dikkat çekmektir. Lüks tüketim ürünleri, özellikle zengin bölgelerde büyük bir talep görüyor ve bu ürünlerin üretimi için büyük kaynaklar harcanıyor. Ancak dünya üzerindeki milyonlarca insan temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanıyor. Bu çelişki, dünyanın kaynaklarının nasıl adil olmayan bir şekilde dağıtıldığını gözler önüne seriyor.
Dubai Çikolatası örneği, bu adaletsizliğin tatlı yüzü olarak karşımıza çıkıyor. Lüks çikolataların arkasında yatan hikaye, global gıda dağıtımının ne kadar eşitsiz ve adaletsiz olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Bir yanda lüks tüketim ürünlerine erişim sağlarken, diğer yanda temel insan haklarından mahrum bırakılan milyarlarca insanın varlığı, küresel vicdanı sorgulamaya davet ediyor.
Sonuç olarak, Dubai Çikolatası sadece bir tatlı değil, aynı zamanda bir adaletsizliğin sembolü. Temiz su ve gıdaya ulaşamayan insanlarla lüks tüketim ürünleri arasındaki uçurum, dünya düzeninin ne kadar adil olup olmadığını sorgulamamız gerektiğini gösteriyor.
Adaletli bir paylaşım ve daha adil bir Dünya için daha duyarlı olalım.