Araç değer kaybı; meydana gelen trafik kazası neticesinde hasar alan ve bu hasar nedeniyle onarım, bakım, tadilat vb. işlemlerden geçen bir aracın bundan sonraki süreçte ikinci el piyasasındaki değerini ifade eden bir kavramdır. Bir başka ifade ile kaza geçiren aracın kazadan sonra ne kadar iyi bir şekilde tamir edilmiş olursa olsun, ekonomik değerinde meydana gelen düşüştür.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesi E. 2016/966 K. 2016/5728 T. 10.5.2016 sayılı kararında değer kaybını şu şekilde açıklamıştır;
“Değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka dair olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.”
Kaza sonrası hasarlanan araç sahibinin, araç değer kaybı talep edebilmesi için;
-Çift taraflı bir trafik kazası olmalı,
-Araç değer kaybı talep eden tarafın kazada %100 kusurlu olmaması,
-Kaza nedeniyle araçta bir hasar oluşmalı ve onarılmalı,
-Hasarlanan parçaların daha öncesinde bir başka kaza nedeni ile onarılmamış olması gerekmektedir.
Tek taraflı olan aracı duvara sürtme, ağaca çarpma gibi kazalar nedeniyle araç değer kaybı talep edilemeyecektir. Araç değer kaybı talep edilebilmesi için çift taraflı bir kazanın meydana gelmiş olması gerekmektedir. Trafik kazasında %100 kusurlu olan taraf araç değer kaybı talep edemeyecektir. Araç değer kaybı talep edilebilmesi için kişinin kazada tam kusurlu olmaması gerekir. Çünkü taraflar verdikleri zarardan kusurları oranında sorumludur. Örneğin, trafik kazasında taraflar %50-%50 kusurluysa karşı taraf kusuru oranında, hesaplanan araç değer kaybı tutarının %50 sinden sorumlu olacaktır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu md. 90 ve 92 yer alan ‘Genel Şartlar’ ifadeleri Anayasa Mahkemesi tarafından 09.10.2020 tarihinde iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin bu iptal kararı sonrası araç değer kaybı bedeli açısından yeni bir hukuki durum söz konusu olmuştur. Bu yeni hukuki durumda kaza sonrası araçlarda meydana gelen araç değer kaybı hesaplamasında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin ilgili hükümleri uygulanarak, sigorta şirketleri tarafından yapılacak olan araç değer kaybı ödemelerinde piyasa koşulları göz önünde bulundurularak araçta meydana gelen gerçek zararın piyasa rayiç değerine göre hesaplanması gerekmektedir. Bu durumda da araç değer kaybı ödemelerinde, aracın kazadan önceki piyasa değeri ile kaza sonrası hasarlanan aracın piyasa değeri arasındaki fark esas alınacaktır.
Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ile birlikte yeni düzenlemede artık eskiden uygulanan 160 bin km sınırı kaldırılmıştır ve plastik tampon/parça onarımları, cam, radyo/teyp, lastik, hava yastığı, jant, mekanik, elektrik, elektronik ve döşeme aksamı gibi parçalar da değer kaybı kapsamına alınmıştır.
Borçlar Kanunu’nun 72. maddesine göre ise araçta meydana gelen değer kaybını tazmin etme süresi, başka bir deyişle dava açma süresi kanunen 2 yıllık bir zamanaşımına tabii tutulmuştur. Buna ek olarak yasal şartların mevcut olması halinde kazanın gerçekleştiği tarihten itibaren en fazla 10 yıllık bir zamanaşımı süresi mevcuttur. Yani tarafların kaza tarihinden itibaren 10 yıl içerisinde dava açmamaları durumunda konu ile ilgili tüm hakları yasalar önünde düşmektedir.