Hakkın iradesini -beşeri planda- hakim kılmak suretinde ifade ve hülasa edebileceğimiz aziz davamızın en ehemmiyetli varlığı, gençliğimizdir. İslamcı gençliğin meselelerinden bir diğeri de meslek seçiminin tesadüfe terk edilmiş olmasında ki vehamettir.
Memleketimizde meslek seçimi tamamen tesadüflere veya temeli birtakım batıl umdelere dayanan içtimai şartlandırmalara terk edilmiş bulunmaktadır. Eskiden bir büyük zata intisab için gidenlerin bir kısmına o zatın tasavvufi mesleki ile müracaatçının mizacı arasında keşfen sabit olan farklılıklar sebebiyle ders verilmez ve o zat başka bir mürşide gönderilirdi. Hiç şüphesiz insanların mizaçlarına uygun bir manevi terbiye yoluna girmelerine imkan vermek üzere çeşitlendirilmiş bulunan tasavvuf mekteplerinde dikkate alınan bu istikametlendiriliş, meslek seçimlerinde de büyük bir ehemmiyet taşımaktadır. Ne yazık ki, umumiyetle materyalist telakkilerin tesiri altında bulunan toplulumuzda İslami mücadele için bir kıymet ve kabiliyet sahibi olabilecek gençlerimizin pek çoğu, daha çocuklarından itibaren bol para getirebilecek olan mesleklere imale edilmekte ve öylece şartlanmaktadırlar. Aileden başlayan bu menfi tesir, bütün hayat ve faaliyetini İslami telkin ve irşada tahsis etmesi mümkün olan pek çok gencimizin kendi mizaçlarına mugayir bir yol tutarak hayatları boyunca ya bedbaht olmalarına veyahud da içlerindeki asli cevheri gün ışığına çıkaramadan kaybolup gitmelerine sebep olmaktadır. Beşeri bir planlamanın mevcud olmamasından ve cemiyetimizin belli ölçüde materyalist görüşlerle şartlandırılmış bulunmasından kaynaklı olarak bol para getiren mesleklere hücum fazladır. Bugün Hollanda gibi ileri ziraat memleketlerinde hiç kimse sahip olduğu toprağa bile istediği ekini ekemez ve zirai planlamanın emrettiği mahsulü yetiştirmekle mükellef tutulur. Hal böyleyken memleketimizde zirai planlama şöyle dursun, ciddi bir beşeri planlama bile mevcud değildir. Ancak bundan doğan vehamet korkunçtur. Ecdadımızın mekteplerinde yazılı olduğu rivayet edilen ‘burada hiçbir balık uçmaya, hiçbir kuş yüzmeye zorlanmaz’ sözü 1000 yıl İslam’a sancaktar olan milletin evlatlarını yetiştirirken mizacına uygun olarak yetiştirdiğinin bariz göstergesidir. Günümüz şartlarında her alanda imanlı gençlerin yetişmesi önem arzetmektedir. Bu alanlar seçilirken şahsın mizacına göre yönlendirilmesi gerekmektedir. Bu mühim meselenin çözümü İslamcı gençlerimizin kendilerine ve onları İslami telkinlerle besleyen mahdud sayıdaki mürebbi ve mürşidlere kalmaktadır.
Meslek hayatında bir hayli ilerledikten sonra iç dünyası ve mizacının isyanı ile karşılaşmak istemeyen İslamcı Gençler, meslek seçmek anında kendilerini iyice tahlil edip, hangi meslekte İslam’a daha fazla faydalı olacaklarının hesabını yapmaya mecburdurlar.Bu noktada ki hata, onların bütün hayatlarına tesir eder. Üstelik bu hayata, dünya ve ahiret çerçevesinde bakıldığında yapılan hatanın ne kadar büyük olacağını düşünmek gerekir. Ve minellahi’t-tevfik.
Tedavi için teşhis ve laboratuvar tahlilleri şarttır. Bu konudaki yazılarınızın devamı için Allah Celle Celahu yâr ve yardımcınız ve yardımcımız olsun amin.