Kıbrıs Barış Harekâtı: Bir İşgal Değil, Adaletin Ta Kendisidir!

Yayınlama: 26.04.2025
A+
A-

Bugün birileri çıkıp, Türkiye’nin 1974’te Kıbrıs’a yönelik harekatını “işgal” olarak nitelendirebiliyor. Tarihî gerçekleri çarpıtan, milletin vicdanını hiçe sayan bu zavallı söylemler, ne hakikatin ağırlığını taşıyabilir ne de tarihin adil yargısı karşısında ayakta kalabilir.

Kıbrıs meselesi, basit bir toprak tartışması değildir. Bu mesele, bir milletin, ezilen soydaşlarını zulümden kurtarma iradesidir. 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Türkler ve Rumlar eşit haklara sahipti. Ancak Rum yönetimi, Enosis hayaliyle, yani Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlama hevesiyle hareket edince bu denge bozuldu. 1963’ten itibaren başlatılan sistematik saldırılarla Türk köyleri yakıldı, masumlar katledildi, camiler yıkıldı. Dünya ise seyirci kalmayı tercih etti.

Garanti Antlaşması, Türkiye’ye, Yunanistan’a ve İngiltere’ye adadaki barışı ve anayasal düzeni koruma sorumluluğu yüklemişti. Ne İngiltere harekete geçti ne de Birleşmiş Milletler somut bir adım attı. Ancak Türk milleti, asırlardır süren adalet anlayışıyla sessiz kalamazdı. 1974’te atılan adım bir “işgal” değil, mazlumun yanında durmanın gereğiydi.

Biz Kıbrıs’a, emperyalistlerin yaptığı gibi sömürmek için gitmedik. Biz oraya zulmü durdurmak, katliamları engellemek için gittik. Gücümüz yettiği halde sivil halka zarar vermedik, kutsallara dokunmadık. İşte bizim medeniyetimizin farkı budur! Bizim tarihimiz Mevlana’nın hoşgörüsüyle, Yavuz’un adaletiyle, Alparslan’ın yiğitliğiyle yoğrulmuştur.

Bugün birileri çıkıp bu şanlı harekatı “işgal” diye niteliyorsa, bilsin ki bu sözlerle sadece Türk ordusuna değil, tüm bir milletin vicdanına hakaret etmektedir. Kıbrıs Barış Harekâtı, Türk milletinin, uluslararası camianın göz yumduğu zulme son verdiği şanlı bir direniştir.

Bugün Kıbrıs Türk’ü özgürse, bu Mehmetçiğin kanıyla, dualarımızın bereketiyledir. Bugün birileri çıkıp bu harekâtı “işgal” diye yaftalıyorsa, bilsin ki o sadece Türk ordusuna değil, Türk milletinin vicdanına da ihanet etmektedir. Kıbrıs Barış Harekâtı, bu milletin şanlı evlatlarının birleşmiş milletlerin yapamadığını yaptığı gündür.

Ve unutmayalım, biz Kıbrıs’a harita çizmek için değil, kader yazmak için gittik. O kader, mazlumun duası, şehidin kanı, anaların gözyaşıyla yazıldı. Bizim tankımız sadece toprakta değil, tarihin kalbinde iz bıraktı. Bugün hâlâ Kıbrıs semalarında ezan okunuyorsa, bu ezanı susturmak isteyenlere inat, o gün susmayan bir milletin eseridir.

Zulmün karşısında susan dilsiz şeytansa, biz o gün konuşan vicdan olduk. Ve artık herkes bilsin Kıbrıs, bizim değilse hiç kimsenin değildir.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.