Memuriyete alınmada; Kurumların kendi kanun ya da özel mevzuatında belirtilmiş olan özel şartlar yanında vatandaşlık, eğitim, yaş, askerlik, sağlık koşulları gibi kamu haklarından yasaklı olmamak, belli sürenin üstünde hapis cezası almamış olmak ve yine bazı suçlardan dolayı ise hükümlü olmamak şeklindeki genel şartları taşımak gerekmektedir. Bu şartları taşımayanların memur olması mümkün olmadığı gibi memuriyet sırasında bu koşullardan herhangi birinin kaybedilmesi durumunda da memuriyete son verilmektedir.
Kamu görevlerine atanmak ve bu görevleri devam ettirebilmek için bulunması gereken genel ve özel şartlar Devlet Memurları Kanunu madde 48′ de tahdidi olarak sayılır. Bu madde hükmü incelendiğinde kişi hakkında, kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreli hapis cezası verilmişse veya yüz kızartıcı suç olarak maddede sayılan “zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık” suçlarından birine yönelik kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı mevcutsa kişi diğer şartları taşısa dahi devlet memuru olamaz, eğer devlet memuru ise de memuriyetine son verilir.
Taksirli suçlar, ceza miktarı ne olursa olsun memuriyete engel suçlardan değildir. Örneğin, trafik kazası neticesinde insan öldürme suçu nedeniyle 5 yıl hapis cezasına mahkum olan kişi memuriyete alınabileceği gibi, suçu memuriyet esnasında işlediği takdirde devlet memurluğu görevine de son verilemez. Ancak, memurun taksirli suçlardan mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar memuriyet görevinden uzaklaştırılması, hapis cezası infaz edildikten sonra memuriyet görevine dönmesi sağlanmalıdır.
Kasten işlenen suçlar yönünden ise mahkum olunan 1 yıl hapis cezası adli para cezasına çevrildiği takdirde memuriyet engeli ortadan kalkar. Örneğin, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan 1 yıl hapis cezasına mahkum olan kişinin cezası adli para cezasına çevrildiğinde, bu mahkumiyet açısından memuriyet engeli meydana gelmeyecektir.
Bazı suçlardan mahkumiyet halinde ceza miktarı ne olursa olsun suçun niteliği (vasfı) memuriyete engeldir. Uygulamada bu suçlara “memuriyete engel suçlar” denilmektedir. Örneğin, güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle 3 ay hapis cezası alan kişinin bu cezası adli para cezasına çevrilse bile, güveni kötüye kullanma suçu mahiyeti itibariyle memuriyete engel suçlardan olduğundan, kişi memuriyete alınmaz, memur ise görevine son verilir.
1 yıl ve üzerinde verilen hapis cezasının ertelenmesine karar verilmiş olsa dahi , bu karar kişi hakkında verilen mahkûmiyet kararı ile eş değerdir. Yani bir yıl üzeri hapis cezasına verilen mahkûmiyet sonucu ceza ertelense dahi memuriyet engeli devam etmektedir.
HAGB Kararı Memuriyete Engel Midir?
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kararları, niteliği gereği kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı değildir. Bu sebeple DMK m.48/5-a hükmünde yer alan “devlet memuru olabilmek için kişinin hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü bulunmaması şartı” ihlal edilmez. Böylelikle HAGB kararı tek başına memurluğa engel teşkil etmez. Ancak disiplin hukuku açısından , eylemin görevle ilişkili olması halinde , ayrıca disiplin soruşturması yapılabileceğini ve eylemle uyumlu olarak disiplin cezası verilebileceğini belirtmek gerekmektedir.
Memnu Hakların İadesinin Memuriyete Etkisi;
Memnu hakların iadesi müessesesi , ceza hukukunda , ceza mahkûmiyetinden doğan müebbet yasakların ve ehliyetsizliklerin ortadan kaldırılmasını sağlayan ve bu surette sözü geçen yasak ve ehliyetsizliklerden kurtulmak isteyen kimseyi hukuka uygun bir şekilde yaşamaya teşvik eden, bu yasakları geleceğe yönelik kaldıran adli bir muamele olarak tanımlanmıştır. Ancak yukarıda sayılan suçlar sebebiyle memuriyet hakkını kaybeden vatandaşlar için memnu hakların iadesi talebinde bulunsalar dahi memuriyete dönmeleri mümkün değildir.
Adli Sicil Kaydının Silinmesinin Memuriyete Etkisi;
DMK 48/A-5. alt bentte sayılan suçlar bakımından; adli sicil kaydının silinmiş olması memur olma ehliyetini kazandırmayacaktır. Zira 3682 sayılı eski Adli Sicil Kanunu göre mahkûmiyet adli sicil kayıtlarından silindikten sonra bu kişilerin hükümlü olduklarının resmi belge ve kayıtlarla ortaya koyulamayacağı düşünülerek memur olma ehliyetinin canlandığı ifade edilmekteydi. Ancak yeni Adli Sicil Kanunu; adli sicilden silinen kayıtların arşive alınacağını ve bunların kanunda belirtilen kişi ya da kurumlarca istenebileceğini belirttiğinden artık mahkûmiyetin resmi belge ve kayıtlarla ispatlanamaması durumu söz konusu olmayacaktır. Bu nedenle sayılı suçlar bakımından adli sicil kaydının silinmesi memur olma ehliyetini kazandırmayacaktır.
Affa Uğramış Cezaların Memuriyete Etkisi;
Genel af durumu , syçun bütün sonuçlarını ortadan kaldırdığı için memuriyet ehliyetini de sağlamaktadır. Ancak devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar yani , suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, zimmet, irtikâp, rüşvet, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, edimin ifasına fesat karıştırma veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olma suçları yönünden genel af dahi memuriyet ehliyetini sağlamayacaktır.