YAHUDİ MESELESİ-3

Yayınlama: 04.02.2025
A+
A-

1.Dünya Savaşı sonunda Almanya İmparatorluğu yenilmiş kendisiyle İttihat ve Terakki denilen güruhun zoruyla ittifak yapmış olan Osmanlı İmparatorluğu da ekseri cephelerde aldığı başarılara rağmen mağlup sayılmış akabinde Mondros Mütarekesi imzalanmış, Filistin cephesinde ki oyunlar neticesinde Filistin toprakları İngilizlere kaybedilmiştir.

Netice itibariyle İslam dünyası başsız kalmış fakat Yahudiler istediklerine İngiltere ve diğer batılı devletleri kullanarak tam manasıyla ulaşamamış, Yahudilerin arz-ı mev’ud denilen batıl davasını gerçekleştirmeleri için Kudüs’ün başkent olduğu devletlerini kurmaları gerekmekteydi.1.Dünya Savaşı öncesi merhum Abdulhamit Han’a çeşitli yollarla ulaşarak Filistin ve çevresini Osmanlı İmparatorluğunun dış borçlarını ödemek karşılığında kendilerine verilmesini teklif etmelerine binaen kanla alınan toprak ancak kanla verilir cevabını alan yahudiler kendi kanlarını dökmeden maşa olarak kullandıkları devletler vesilesiyle 1.Dünya Savaşı sonrasında emellerine daha da yaklaşmışlardı.Bu hususla birlikte İngilizlerin kontrolüne geçen Filistin topraklarında Yahudi nüfusu yok denecek kadar az olması hasebiyle plan kuran yahudiler çeşitli ülkelerde bulunan ırk ve dindaşlarının Filistin topraklarına gelmeleri için propaganda yapmaya başladılar. Avrupa ve Rusya’da çoğunlukla bulunan yahudiler rahat hayatlarını bırakıp bu topraklara gelerek gerek Filistin’de bulunan Araplarla çatışmayı göze almamaları gerekse sosyal ve ekonomik durumlarının iyi olması sebebiyle bu propaganda Siyonist yahudilerin istediği karşılığı bulamamıştı. 1.Dünya Savaşını kaybeden Almanya savaşın ardından ekonomik sıkıntılara düşmüş,para ihtiyacı hasıl olmuştu .Yenilgiyi hazmedemeyen Almanya yeni bir yükselme derdine düşmüş bunu gören siyonistler, Alman milliyetçiliğinin yükselmesini sağlamış, Rothscild ve Du pont gibi aileler Hitler’e bazı kaynaklara göre 20 milyar dolar para aktararak o günün şartlarında silah sanayi kurmalarını sağlamıştır. 2.Dünya savaşıyla birlikte Siyonist yahudiler nazileri kullanarak Avrupa’da yaşayan yahudilerin Filistin topraklarına göç etmesini sağlamış, bir devlet için gerekli olan toprak ihtiyacından sonra nüfus ihtiyacını da baskı ve zulümle birlikte tesis etmiştir. Daha sonra gelişecek olaylarda önemli rol oynayan 1945 yılında kurulan birleşmiş milletlere öncü olan ve bu kurumu kontrol eden örgüt B’nai B’rith (ittifak evlatları, ahitin çocukları) adında en eski Yahudi organizasyonudur. Filistinli Araplar, İngilizlerden Yahudi göçünü durdurmalarını ve toprak satın alma politikasına son vermelerini talep etmesine rağmen karşılık bulamamıştı. Bu durumdan sonra 1947 yılında İngiliz yönetimi 1.Dünya Savaşından bu yana devam ettirdiği manda yönetimini sona erdireceğini ilan etti. Bu gelişmeler üzerine BM Genel Kurulu Filistin topraklarında gelecekte nasıl bir yönetim tesis edileceğine dair tavsiyelerde bulunmak üzere bir komitenin toplanmasına karar verdi. Komite, Filistin topraklarında Arap ve Yahudi karakterli iki ayrı devletin kurulmasını ön gören raporunu kısa sürede tamamladı. Rapora göre Kudüs ve Beytüllahim bölgeleri Uluslararası denetime tabii, bağımsız birimler olacak, Filistin topraklarını %56’sının Yahudilere %43’nünde Araplar’a verilmesini öngörüyordu. 29 Mayıs 1947 günü oylamaya sunuldu. Dünya Siyonist organizasyonunun BM’de ki bazı küçük ülkelere yaptığı ekonomik ve siyasi baskıların da etkisiyle Filistin’in Araplarla yahudiler arasında paylaştırılmasına dair yasa 13’e karşılık 33 oyla kabul edildi. Oylama sırasında aralarında İngiltere’nin de bulunduğu 10 ülke çekimser kalmıştı. Böylece BM’den çıkan sonuç yahudiler tarafından sevinçle karşılandı. 14 Mayıs 1948’de İngiltere Filistin’den çekildi aynı gün BM’nin paylaşım planları doğrultusunda Tel Aviv’de toplanan Yahudi milli konseyi, bir bildiri yayınlayarak İsrail Devletinin kuruluşunu ilan etti. Bildiriyi İsrail’in ilk başbakanı David ben Gurion okudu.

Arap birliği İsrail’in kuruluşundan birkaç saat sonra İsrail’e savaş açtı Mısır, Ürdün, Suriye ve Irak kuvvetleri 3 yönden saldırıya geçerek önemli ilerlemeler kaydettiler. Fakat bir müddet sonra Amerika ve İngilizlerin İsrail’e yardım etmeleri işi tersine çevirdi. Savaş Arapların geri çekilmesiyle sonuçlandı. İsrail BM’nin 1947’de ki taksim planı ile elde ettiği %56’lık Filistin toprağını %78’e çıkardı.Bu savaş sonrasında 750 binden fazla Filistin Müslüman yerlerinden edilerek sürgüne gönderildi.

Böylece yahudiler yüzyıllarca süren sürgün hayatından sonra kendi devletlerine kavuşmuş oldular. Günümüze kadar yahudilerin filistinde bulunan Müslümanlara zulümlere hiç durmadan devam etmektedir. Yahudi yöneticiler batıdan aldıkları destekle hiçbir kural ve hiçbir sözleşme maddelerine uymamışlardır. İsrailli bir hahamın açıklaması, aslında ne yapmak istediklerini ve uluslararası hukuku hiçe saydıklarını canlı bir göstergesidir. Haham Eliyahu Mali, ‘’Uluslararası hukuk tüm devletler için vardır, İsrail hariç.’’ demiştir. Aynı haham ‘’Gazze’de herkesi öldürün.’’ Bunun Yahudi inancına uygun olduğunu savunarak ‘’Yasalara göre tek bir ruh bile yaşamamalı, çünkü bu Mitzvah (İsraili düşmanlarından kurtarmak ve işgal topraklarına yerleşmek) savaşıdır. Siz Filistinli bebekleri öldürmezseniz, onlar yarının teröristleri olacaklar. Bu teröristleri yaratan aslında Filistinli kadınlardır.’’ diyerek İsrailli askerlerin çocukları öldürmeleri ve kadınların ırzlarına geçmelerini tavsiye etmektedir.

Kadim ve mübarek İslam beldesi olan Filistin’in mağruz bulunduğu itisaf menhus Yahudi emellerini anlamak ve doğru teşhis etmek için bu yazı dizisini Müslümanca kaleme aldık.Amacımız batıl davası için mücadele eden bir kavmin yanında hak davası için mücadele etmekten kaçınan müslümanların düştüğü durumu ortaya koymaktır. İbn-u Arabi hazretlerine atfedilen ‘Unutma! İnandığı batıl için kendinden vazgeçeni, Hak için savaşmayı göze alamayan müslümana galip kılar Adl-i İlahi’ kelamını müslümanların hele ki bu zamanda iyi anlaması gerekmektedir.Yeryüzünü ifsat etme mücadelesinde ki yahudilerin karşısında hak davanın erleri olarak Yüce Allah’ın yolunda mücadele etmeli bir an bile olsa yılgınlık göstermemeliyiz. Vesselam, Veddua, Vel-Muhabbet.

Yazarın Son Yazıları
17.12.2024
21.06.2024
31.05.2024
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.